top of page

DATÇA’nın  ÜÇ  GÜZELLERİ

Datça Haritası

Ne harika yer burası!

Nereden buldun bu Datça’yı?

Elimle koymuş gibi buldum,

      sözleriyle betimlemiş Can Yücel Datça’yı.

 

     Can Yücel neden Datça’ya yerleşmiş diye düşünenlerin mutlaka bu sahil kasabamızı gidip görmeleri gerek. Datça’yı sığ bir şekilde tanımlayanlar 3 B formülünü kullanmışlar yıllar öncesinde. 3 B’nin açılımı ise bal, badem ve balık demek. Datça’yı üç kelime ile tanıtmak bana göre ona yapılan en büyük ihanet. Datça’yı kısaca tanıtmak için değil üç kelime sayfalar dahi yetmeyecek. Bunun için yazımda sizlere sadece Datça’nın batı koylarını tanıtacağım. Yarımadanın Datça’ya gelinceye kadar olan güzel kısımları ile ilçe merkezinin tanıtımını ve eski Datça'yı ayrı bir yazıya bırakacağım. Datça’nın koylarını tanımak için üç güzeller olarak nitelenen, Hayıtbükü, Ovabükü ve Palamutbükü’nü gidip görmeli. İsterseniz biz Datça merkezine en uzakta yer alan Palamutbükü’nden başlayalım yazımıza. Palamutbükü, Datça merkezine 25 km uzaklıkta, Datça Yarımadasının Akdeniz’e bakan kısmında bulunan koyların da sonuncusu. Bu koy, maviyle yeşilin iç içe geçip kucaklaştığı, Datça’nın da en büyük koyu. Bu nedenle uzun bir sahil şeridine sahip. Bu güzel sahilin bir kısmı kum, bir kısmı ise yassı çakıl taşlı. Palamutbükü, özellikle şehir gürültüsünden bıkıp usananların, sakin, huzurlu bir tatil arayanların tatillerini geçirmek istedikleri bir koy. Sadece deniz, kum ve güneş te yok aslında bu bükte. Antik Knidos kenti ve doğal güzelliklerin yanı sıra ünlü deniz feneri de burada.

Palamutbükü sahilinden bir görüntü

     Öncelikle Palamutbükü’ne gidişi tarif etmeliyim sizlere. Reşadiye Mahallesi kavşağından Knidos tabelası yönüne, sağ taraftan yolunuza devam edeceksiniz. Karaköy’e ayrılan yol kavşağına geldiğinizde tabelalara dikkat edin, sol taraftaki yola girecek ve 7-8 km kadar ilerleyeceksiniz. Arkasından bir kavşak daha çıkacak karşınıza. Bu kavşaktan sola saparsanız Mesudiye’ye, sağ tarafa sapıp yokuşu çıkarsanız Knidos’a gidersiniz. Bundan sonra Yaka köyüne kadar hiçbir yöne sapmadan düz gidebilirsiniz. Yaka köy camisinin yanından sola sapan yola girip devam edin. Palamutbükü tabelası çıkacak karşınıza. Bu yol boyunca yeşilin her tonunu görecek, zeytin, badem ve çam ağaçları ile dolu bereketli topraklardan geçeceksiniz. 3 km sonra da Palamutbükü’ne ulaşacaksınız. Bölge, antik çağda Knidos ‘un önemli bir yerleşim yeri olmuş. Bugün ise Datça’nın turizm alanında en güzel sahilleri. Palamutbükü uzun bir sahil şeridine sahip olduğu için, sahil yolu boyunca lokantalar, çay bahçeleri, dükkanlar ve eğlence mekanları bulunuyor. Yine de boş arazi çok. Sahil şeridi boyunca her yerden denize giriliyor. Datça’nın en güzel yanı, bol oksijenli havası ile neminin az olması. Bu nedenle yazın en sıcak günlerinde dahi bunaltıcı sıcağı hissettirmiyor misafirlerine. Palamutbükü limanı korunaklı bir liman, yaz ve kış birçok gezi teknesi, yat ve kotra bu limana uğramadan geçmiyor. Palamutbükü’ne geldiğinizde günübirlik bir tekne turu yapmanız hiç de kötü olmaz sanırım. Limanda tur tekneleri var. Teknelerin 2 rotası var. Ya Datça tarafına gidilir ve Domuz Çukuru, Hayıtbükü, Ovabükü ve Akvaryum Koylarını görebilirsiniz. 2. Rota ise Knidos turu olur. Datça’nın burnu Knidos’a kadar gidip yol üzerinde çok güzel koylarda denize girebilirsiniz. Bu koyların çoğuna arabayla ulaşım imkanı da yoktur. Palamutbükü’nde gürültüye neden olacak hiçbir tesis yok. Sadece Kumburnu'nda akşamları canlı müzik yapılıyor, o da çok geç saatlere kalmadan sona eriyor. Palamutbükü’nün sevilmesinde insanının da önemli rolü bulunuyor. Yöre insanı, misafirperver ve sıcak kanlı. Ayrıca turistik tesislerin ve işletmelerin çoğu da küçük aile işletmeleri. Palamutbükü’nde deniz kısa mesafede derinleşiyor, çocuklu ailelerin buna dikkat etmesi gerek. Palamutbükü'nün tam karşısında yerleşim bulunmayan Tavşan adası var. Bölgenin en güzel ve butik oteli, sahilin sonlarında konuşlanan Mavi Beyaz. Göze hoş gelen mimarisi ve hayranlık uyandıran denizi ile kendisini bütünleştirmiş doğa ile. Tesis adına yakışır bir şekilde, mavi beyaz renkleriyle şık bir şekilde dekore edilmiş. Otel ilk bakışta insanı etkiliyor. Otelin web sayfasından odaları ve fiyatlarını inceleyebilirsiniz. Fiyatların abartılı olduğunu da peşinen söylemeliyim. Yani fiyat fayda analizi pek gerçekçi değil gibi geliyor bana. Otel, sahilin sonlarında olduğu için pansiyonlardan oldukça uzak, bu nedenle sessiz ve sakin bir konumda. Otel genel olarak temiz ve düzenli. Odaların balkonlu olması da önemli. Ancak, otel sahibinin işin başında bulunmaması, otelde kendini ister istemez belli ediyor. İletişim için, www.otelmavibeyaz.com, 0252 725 55 55. Ada Evleri ise bölgedeki şirin ve güzel pansiyonlar arasında yer alıyor. Odaları deniz manzaralı ve balkonlu. Ayrıca bahçe içinde denize biraz daha uzak kalan ama daha hesaplı odaları da var. İletişim için, www.adaevleri.com 0252 725 52 54 / 0505 266 03 42. Tuna Bungalov ise deniz manzarasını önemsemeyenler için önerilir. İletişim için, www.tunabungalow.com 0252 725 55 18. Olgun Kıyı Apart ise bölgede farklı bir alternatif. 1+1 olan odalarında 5 kişi kalabilir. 2+1 olan odalar ise daha kalabalık ailelere veya rahatını sevenlere hitap ediyor. Odalarının içinde buz dolaplı bir mutfağı da bulunuyor. Fiyatları ise her keseye uygun. İletişim için, www.palamutbukunet.com. 0533 383 95 16. Yalı Suites Hotel, yeni açılan bir tesis. Odaları deniz manzaralı fakat balkonları yok. Apart otelin 11 adet 4 kişilik 1+1 süit odası var. Fiyatları diğerlerinden biraz yüksek ama mavi beyaza göre biraz daha hesaplı. İletişim: www.yalisuiteshotel.com. 0252 725 50 19. Palamutbükü’nde sizlere önerebileceğim bir de güzel lokanta var. Adı Le Jardin de Semra. Sahil yolunda, güzel bahçesiyle hem çok keyifli hem de kaliteli bir mekân. Yemekleri de oldukça lezzetli. Palamutbükü’nün ortasındaki kırık dökük marinanın tam karşısında hizmet veriyor. Nefis bir taş bina ve arkaya doğru uzanan harika bir bahçesi var. Hiç bilmeden bile gitseniz Palamutbükü’nün salaşlığı arasında gözünüze anında batıyor. Mönüde Bademli Datça salatası, black§white steak ve romlu-dondurmalı incir tatlısı gerçekten olağanüstü. Fiyatlar ise ne ucuz ne de pahalı. Tesis nisan ayından kasım ayı sonuna kadar açık. Bana sorarsanız Datça'ya gelip de antik şehir Knidos’u görmeden dönmeyin derim. Datça'ya 35 kilometre mesafedeki Knidos, Palamutbükü’ne de 10 km uzaklıkta. Doğal güzellikleri ve antik şehir kalıntıları sizi büyüleyecek nitelikte. Kente yaklaştığınızda sizi ilk karşılayan tarihi Rum evleri. Knidos, yarımadanın güneye bakan ucuna ve kuzey yamacında teraslar üzerine kurulmuş. Şehrin girişinde bir yamacın arkasında tiyatrosu da var, hem de iki tane. Bu dahi antik kentin büyük bir medeniyet yaşadığı gerçeğini teyit ediyor bizlere. Beklediğinizden çok daha büyük bir antik kentle karşılaşacaksınız. Önemli kalıntıları ise güneş saati, Demeter mabedi, Afrodit heykelinin kaidesi olduğunu hatırlatırız. Antik Kent'in dışında ünlü Knidos Feneri'ni de bu arada görebilirsiniz.

Ovabükü sahilinden bir görünüm

     Palamutbükü’nden Ovabükü’ne giden bir sahil yolu var. Bu yol kaliteli bir yol değil ama müthiş bir manzarası bulunuyor. İki yerinde ise sıkı viraja dikkat gerek. Bu yol üzerinde bulunan birkaç güzel koyu da görebilme imkanınız var. Bu koyların isimleri sırası ile Gerence, Akçabük ve Kurubük koyları.  Çevreleri çam ormanlarıyla kaplı bu koylarda kendinizi akvaryumdaki balık gibi hissedersiniz. Bu yolda devam ettiğinizde Ovabükü'ne tepeden bakan müthiş bir manzara ile karşılaşacaksınız. Direkt olarak Ovabükü’ne gelmek istediğinizde ise Datça Merkezine 4 km kala sağa Knidos yol ayrımına sapın. Yaklaşık 10 km sonra Mesudiye sapağından tekrar saptığınızda çam ağaçları arasında sanki bir dere gibi kıvrıla kıvrıla devam eden yoldan Ovabükü’ne ulaşırsınız. Bu koy Datça’ya 16 km uzaklıkta. Ovabükü, Palamutbükü’ne göre daha küçük ve yeşillikler içine saklanmış huzur içinde bir koy. Büyük şehir insanın hasret kaldığı doğayla baş başa kalabildiği ender sahil beldelerinden biri. Koydaki konaklama yeri ve lokanta sayısı Palamutbükü’ne göre daha az. Ovabükü, üç güzeller arasında en fazla rüzgâr tutanı. O yüzden deniz her daim kıpır kıpır. Yerli halkın işlettiği ev tipi pansiyonculuk bölgede yaygın. Her yıl bir tesis daha açılsa da koy hala eski güzelliğini ve doğallığını yitirmemiş. Sakin, huzurlu, gürültüsüz bir tatil arzulayanlar için bu bük ideal bir tatil beldesi konumunda. Ovabükü, suyunun berraklığı ve temizliği, çevresinin yeşilliği ve bozulmamış doğası ile hem tatil yapıp hem de sağlık ve dinlence depolamaya çalışanların tercihi genellikle. Koydaki yerleşim gerçek bir köy havasında. Yol kenarındaki pansiyonların arkasında meyve ağaçlarının arasına serpiştirilmiş köy evleri görünüyor. Ovabükü’nde, motel-pansiyon-lokanta ve kafeler, tesislerini sahilin gerisine kurmuşlar, ama yemek masalarını deniz kıyısında ağaçların, çardakların gölgesine koyuyorlar. Melinda, güzel bir bahçenin arkasında köyün mütevazı havasına uygun küçük bir pansiyon. İkinci katı yapıldığında yeni odaları daha da güzel olmuş, geniş, ferah ve güzel manzaralı. Pansiyon konum itibariyle gerçekten güzel. En güzel yeri ise billur gibi denizi. Fiyatlar sezonda iki kişi O.K. 280 lira.  İletişim: 0252 728 01 35 GSM: 0532 655 52 66 www.melinda.com. Ovabükü’nde 2017 turizm sezonunda hizmete giren Savana Butik Otel, bölgeye yeni bir renk getirmiş. Tesis güzel ama denize 90 metre uzaklıkta. Tesisin bahçesi oldukça bakımlı, yeşillikler içinde bir vaha gibi adeta. 20 odalı otelin odalarında güzel manzaralı balkonları da var. Konaklama fiyatı O.K. İki kişi 300.TL. İletişim: Tel  0546 546 48 00 – 0252 728 00 48  Web: www.savanaotel.com. Klasik pansiyon anlayışının dışına çıkmış, kaliteli hizmet veren 4 apart ve 3 odalı butik bir pansiyon olan Nil Pansiyon farklı bir konaklama imkânı sunuyor. Tesiste konaklarken neredeyse dalgaların sesini duyacaksınız oda da. İletişim: 0543 202 73 66 – 0507 254 99 58 Web: www.nilpansiyon.com. Ada Pansiyon, fesleğenler içinde saklanmış şirin bir pansiyon. 18 odalı pansiyonu güler yüzlü bir anne ile iki kızı çalıştırıyor. Denize sıfır konumdaki tesisin odaları ise ferah ve temiz. Fiyatlar sezonda O.K. iki kişi 300.TL. İletişim: 0252 728 01 02 - 0535 420 21 10 Web: www.adapansiyondatca.com. Son yıllarda talebin hızla artması, Datça’da da fiyatları uçurmuş artık.

Denizden Hayıtbükü'nün görünümü

     İsmini hayıt ağacından almış olan koyun çevresi de dut ağaçları ile kaplı. Hayıtbükü, sessiz, sakin ve çok temiz deniziyle iyi bir tatil alternatifi. Ovabükü’ne 800 metre uzaklıkta küçük ve şirin bir koy. Hayıtbükü, yeşille mavinin coşkuyla kucaklaştığı bir sahil görünümünde. Bazı günler Datça’dan yüzmek ve gezmek amacıyla günlük gelenler olduğu için oldukça kalabalıklaşıyor. Diğer büklerin içinde en küçüğü olduğu için kalabalık insanın gözüne hemen batıyor. Bu büke geldiğinizde denizin rengini gerçek su yeşili olarak görebiliyorsunuz. Bükün sağ tarafında bulunan kaya kütlesi sayesinde, korunaklı, dalgasız, harika bir koy oluşmuş. Kayanın kütlesinin hemen altında küçük bir yat limanı da kurulmuş. Hayıtbükü, Ege ve Akdeniz kıyılarında mavi tura çıkan teknelerin konaklama limanlardan biri. Koyun diğer kısmına ise irili ufaklı konaklama tesisleri ile sevimli lokantalar, tespih tanesi gibi dağılmış. Bu koyun tercih edilme sebeplerinden en önemlisi, denizinin sakin ve çok temiz olması. Ülkemizde doğası en az bozulan tatil yöresi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hayıtbükü’ndeki tesislerin önündeki sahil şeridine şemsiye ve şezlonglar konmuş, müşteriler bunlardan ücretsiz yararlanabiliyor. Taş ve ahşap evlerden oluşan Hayıtbükü Ahşap Evleri bu koydaki en iyi konaklama tesisi. Denize elli metre mesafede bulunan tesis, güzel bir bahçe içine on iki ahşap, on tane de taş ev olarak serpiştirilmiş. Ağaçların arasındaki bu evlerde yeni günü kuş cıvıltıları ile karşılıyorsunuz. Buna karşılık tesisin fiyatları çevreye göre oldukça iddialı. İki kişi O.K. 350.TL. İletişim: 0252 728 02 92 www.hayitbuku-Ahşap-Evleri. Diğer bir alternatif ise Ortam pansiyon, Hayıtbükü sahilinde denize sıfır konumda küçük bir tesis. 3 adet pansiyon odası ve 3 adet dubleks daireden oluşuyor. Ortam Restoran ise Hayıtbükü’nde ki en ünlü lokanta. Sanal medyada Vedat Milor'un bu tesisin yemeklerini beğendiği yazıyor. İletişim: Tel: 0252 728 02 28 Web. www.ortamdatca.com. Serenity Pansiyon ise toplam 10 oda ile müşterilerine hizmet veriyor. Üst kattaki 4 oda deniz manzaralı, 3 oda ise bahçe ve dağ manzaralı, diğer 3 oda ise giriş katında bulunuyor. Üst kattaki odaların küçük bir balkonu da var. Tesis denize sıfır konumda. İletişim: 0252 728 02 45 www.serenitypansiyon.com. Denizin hemen kıyısında bulunan Gül Pansiyon, iki katlı ve 14 odalı. Ayrıca apart konaklama olanakları da var. Sezon içinde deniz gören odalarda iki kişi 220.TL’sına O.K. konaklama imkânı var. Bahçe manzaralı odalar daha da hesaplı. İletişim: 0252 728 00 27  www.datcagulpansiyon.com. Bu bölgede bir tatil yaptığınızda tarçınlı köy ekmeğinin tadına mutlaka bakmalısınız.

Tepeden Kızıbük'ün görünümü

     Hayıtbükü’nden sol tarafa bakınca palmiye ağaçları ile küçük bir koy görünüyor. Burası Mesudiye Kızılbük. Yürüyerek 10 dakikalık bir mesafede. Ama dar, dimdik, bozuk zeminli bir yolu var. Giderken insan nefesini tutup karşıdan vasıta gelmesin diye dua etmeye başlıyor. Tepeden inerken sıkıntı son buluyor. Cennet’ten bir köşeye gelmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Kızılbük, internet sitesindeki fotoğraflardan çok daha güzel bir koy. Kızılbük, Mesudiye’nin en küçük ama en şirin koyu bana göre. Koyun girişinde, bahçesi çiçeklerle, çam, palmiye, zeytin, badem, dut ağaçlarıyla dolu, ahşap evlerden oluşan bir tesis göze çarpıyor. Buraya ilk kurulan tesis de bu aslında. Çok güzel düzenlenmiş bir bahçenin, sağı ve solu pembe zakkum çiçekleriyle kaplı taş yolundan yürünerek sahile iniliyor. Lokantası deniz kenarında, ağaçların altındaki ahşap bir setin üzerine kurulmuş. Gabaklar Pansiyon, sakin bir tatil düşünenler için ideal konumda. 30 dönüm arazi üzerinde, çevreye duyarlı şekilde inşa edilen tesisin kendisine ait 250 metre uzunluğunda özel bir plajı ve iskelesi de var. Gabaklar, 9 Suit oda, 8 Pansiyon odası, 12 Bungalov ev ve 4 Bahçe odası olan bir aile işletmesi. Bungalovlar oldukça ferah, yüksek tavanlı, önünde üstü kapalı bir verandası da var. O.K. konseptinde hizmet veren tesisin lokantasında yemeklerin lezzeti gayet güzel. Çeşitleri de bol, sıkıntı yaratmıyor. Ama konaklamada olduğu gibi lokantası da pek ekonomik değil söylemem gerek bu arada. Ayrıca tesis güzel ama biraz bakımsız kalmış. Arazi büyük olunca bakmak da zor oluyor mutlaka.  İletişim: 0252 728 01 58 GSM: 0531 310 75 29 www.gabaklar.com. Bölgenin gizli koylarından olan Kızılbük’te, Kızılbük ahşap evleri isimli daha lüks bir tesis de bulunuyor. 10-15 dönümlük bir bahçe içindeki bu tesisin, oturma ve keyif alanları ile özel plajı da var ama Gabaklar’ın biraz arkasında konuşlanmış. Plajında konuklar için şezlong, şemsiye, gölgelik ve ahşap güneşlenme platformları bulunuyor. Bu tesis gerçekten doğa ile bütünleşmiş durumda. Keçiboynuzu, karabiber ve zeytin ağaçları arasına doğaya hiç aykırı düşmeden serpiştirilmiş konaklama birimleri. Begonviller, biberiyeler ve çam ağaçları arasında kullanıma hazır hamaklar ise misafirleri bekliyor. Yarım pansiyon seçeneğinde konaklanan bu tesiste gün boyu ücretsiz çay ve kahve ikramı da bulunuyor. İşletmenin hizmet kalitesi de oldukça yüksek standartta. İletişim: 0252 728 00 90 - GSM 0532 483 95 www.kizilbukahsapevleri.com.  İki tesisin fiyatını da bölgedeki diğer tesislere göre biraz yüksek olduğunu düşünüyorum. Hele bir de yol durumunu göz önünde bulundurunca!  Yörenin yerlilerine, Kızılbük'ün en güzel aylarını sorduğumda eylül ve ekim ayları olduğunu, cam gibi muhteşem berrak denizin o dönemde çarşaf gibi düz olduğunu itiraf ettiler. O günlerde havası da ne çok sıcak ne de soğuk yani kışa hazırlanmak isteyenler için tam bir moral depolama olacağını da eklediler. Bu yazımda bazı tesislerin fiyatlarını belirttim bazılarının ise çok alternatifli olduğundan hiç değinmedim. Verdiğim fiyatlar 2017 senesinin fiyatları olduğunun da altını çizmeliyim. Tesisler fiyatları müşteri talebine göre ayarladıkları için sezon dışı uygulamalarda oldukça indirim  yapıyorlar bu hususu da hatırlatmak istedim.  

      Ege ile Akdeniz'in kucaklaştığı bu koylarda deni suyunun içilesi temizlikte olduğunu unutmayın. Türkiye’nin en uzun mesafeli -820 km- trekking rotası olan Karia yürüyüş yolu rotası da bu topraklardan geçiyor. Bir kez daha güzel bir geziyi tamamladık, kısmet olursa başka bir gezi de  buluşmak üzere hoşçakalın, kendinize iyi bakın.

bottom of page