top of page

Selimiye Hikayesi

Bozburun yolundan Selimiye görüntüsü

     İnsanoğlu ara sıra kendisini şımartmayı bilmeli. Bunu gerçekleştirebilmek için ruhunuzu özgür hissedeceğiniz ayrıcalıklı bir liman seçmelisiniz. Bireysel keyif duygunuz ile keşif duygunuzu harmanlayarak kendinize özgü bir tatil planladığınızda, dertlerinizi, tasalarınızı ve her türlü problemlerinizi bir bavula doldurup denizin derinliklerine atabilmeyi öğrenmelisiniz. Bunu yapabildiğiniz anda rutin nefes alışınızın dahi değiştiğini siz de fark edeceksiniz. İşte o zaman gerçek bir tatil yaptığınızın ayırdına varacaksınız. Akıp giden zaman süreci içinde bir koşuşturma yaşarız genellikle. Yaşanan birkaç güzel an dışında hayat, rutine bağlanmış hızlı çekim bir film gibi gelip geçer çoğunlukla. Kontrolsüz güç güç olmadığı gibi, yaşanılan zaman süreci de çoğunlukla anımsanacak nitelikte olmaz. Bu nedenle hayattan zevk alarak yaşadığımız anların kıymetini bilmeli, sayılarını ve sürelerini arttırmaya odaklanalım. Mutluluk, güzellik ve zevk diye nitelenen duygular da görecelidir bana göre. Bazı insanlar güzel duyguları bir seyahat sırasında yakalarken, bazıları güzel bir sofrada bulabilir aynı duyguları. Bir başkası aynı hazzı karşı cinsle birlikte olduğunda yakalarken bir diğeri edebiyat veya sanatta bulur aradığı mutluluğu. Bu işin sırrı, kişinin ne istediğini bilmesinde yatar. Sıradan gelişen bir şiddetin dahi bütün beklentileri un ufak ettiği günümüz dünyasında, insani ilişkilerin enkazı altında kalmamak için biraz özen gösterelim yaşantımızda. Bu kadar felsefe yaptıktan sonra, ufkunuzun mavi, ruhunuzun özgür, pruvanızın neta, dümeninizin viya olması amacıyla sizleri güzel bir yaz gezisine çıkarmak istiyorum uzak diyarlarda. Bugün sizleri benim hem limanım hem de sığınağım olan mavi bir cennete götürmeye geliyorum.

İşte Selimiye'nin denizi

      Sakin ve dingin bir tatil geçirmek, bolca dinlenmek, doğanın sesini dinlemek ve uzun süredir okumayı ertelediğiniz kitabı bitirmek için Selimiye, gerçekten en uygun seçenek. Selimiye, bakir doğası, temiz ve bol oksijenli havası, havuzu andıran denizi, yeşil ve mavi renklerin hüküm sürdüğü doğası ile şimdilik bozulmamış bir sahil kasabası. Antik çağdaki ismi Hydas olan köy, daha sonra Losta ismi ile anılmış. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine kadar da bu isim kullanılmış. 1890-91 yıllarında Osmanlı da milliyetçilik akımlarının gelişmesi sonucu Selimiye adını almış. Bu köy, konumu itibarı ile tekneler için sığınılacak güzel bir limandır, yani eskinin kendi halinde bir balıkçı köyüdür aslında. Çok eski zamanlarda, korsanlar koyun içine üç gözlem kulesi dikmiş. Benim Selimiye ile ilk tanışmam yıllar öncesine dayanır. Bugünkü kara yolu dahi yapılmamıştı o zaman. Datça Aktur’dan bir tekne ile ulaştığımızda, Selimiye'ye ailece âşık olmuştuk neredeyse. Geçen zaman süreci içerisinde Selimiye’yi birçok kez ziyaret ettim, her gelişimde ilk gördüğüm günkü duyguları yaşadım yüreğimin bir köşesinde. Bana göre köyün en güzel yanı inanılmaz dinginliği ve insana huzur veren sükuneti. Ayrıca köyün çok büyük olmaması ve bir uçtan bir uca kolayca yürünebilmesi. Bu şekilde tanıdım Selimiye’nin taşını, toprağını ve de insanını. Bu köyde yapılacak en güzel aktivite nedir diye soranlara, yüzmek ve koyu bir uçtan bir uca yürümek derim ben kısaca. Köyün olmazsa olmazı, içilesi su niteliğindeki denizi. Sakın berraklığından bahsediyorum sanmayın ve ne de olsa deniz suyu deyip de gülüp geçmeyin bu yazdıklarıma. Bu sularda denize girdiğinizde bugüne kadar yüzdüğünüz tüm sulardan farklı olduğunu sizde anlayacaksınız. Bu su insanı hem daha çok kaldırır hem de kadife gibi yumuşak, sanki insanın üzerinden kayıyormuş hissi verir teninize. Bütün bu güzel şeyler birleştiğinde, kafamı dinlemek, iş hayatının stresli ortamından uzaklaşmak ve kendimi yenilemek için bir sığınak olarak algıladım ben Selimiye’yi. Bu köyde gürültü yok, bağırıp çağıran esnaf yok. Herkes huzurlu bir dinlencenin peşinde. Yatlarıyla yolculuk eden yerli ve yabancı turistler şenlendirip biraz olsun hareket getirir bu sakin köye. Gökyüzünün mavisi ile denizin turkuaz renkli suları, badem ve zeytin ağaçları, dağlardan yükselen o enfes kekik kokusu, insanın kan akışını hızlandırır bu yörede. Dağları çam, zeytin, söğüt ve badem ağaçlarıyla kaplı Selimiye, herkesin görmesi gereken cennetten bir köşe bana göre.

    

     Selimiye dinginliğini, ulaşımının biraz zahmetli olmasına borçlu. Karayolunun geç yapılması, köyün yozlaşmasını da geciktirdi dolayısıyla. Köye karayolu ile gelmek isteyenlerin önce Marmaris merkeze gelmeleri gerek. Daha sonra Datça yoluna sapılıp bu yol takip edilecek. Hisarönü Körfezine gelindiğinde, Bozburun sapağından sola sapıp tekrar yola devam edilecek. Sırasıyla Hisarönü, Orhaniye ve Turgut köyleri de geçildikten sonra Selimiye köyüne ulaşacaksınız. Bu yolda son durak ise Bozburun olur. Selimiye'den Marmaris’e dağ yolundan giden eski bir köy yolu daha var ama bu yol oldukça bozuk. Selimiye, mavi yolculuk teknelerinin ana uğrak yeri. Denizden Bodrum – Datça ve Marmaris'e gidenlerin, Selimiye – Hisarönü – Orhaniye üçlüsünün vazgeçilmezi. Köy, mavi tur güzergahında olduğu için denizden gelen ziyaretçi sayısı da oldukça fazla. Benim de iki kez tekneyle gelmişliğim var bu taraflara. Köye marina yapıldıktan sonra denizde kirlilik yarattığı da gözden kaçmıyor bu arada. Köyün merkezi içerisinde sahil boyunca sıralanmış irili ufaklı lokantalar göze çarpar. Bu şirin lokantalar, denizden ve karadan gelen misafirlerine, denizin sunduğu taze balıkları, dağların sunduğu yeşil otlardan yapılmış günlük mezeleri ikram ederler misafirlerine. Gezi tekneleri de buralardan kalkar genellikle. Bu tekne gezilerine katılabilir, bu mini mavi turunuzda körfezin muhteşem koylarını keşfedebilirsiniz. Aşk adası, Manastırlı Ada, Arap Koyu, Emel Sayın Koyu, Korsan Kayalıkları, Bencik Koyu, Dişlice Adası, İnbükü, Orhaniye Koyu, Bayır Çiftliği Koyu gibi güzellikleri görmeden Selimiye'den ayrılmamalısınız. Tekne turlarında fiyata standart öğle yemeği (balık-makarna-salata-tatlı) de dahil olup sadece içecekler için ilave ücret alınır. Fiyatlar ise karadan daha da hesaplıdır. Kara yolu ile de gidilecek yerler var Selimiye’de. Orhaniye köyündeki Kızkumu’nu ve Turgut Şelalesi'ni gezebilirsiniz. Şelalenin göletinde serinler, etrafta bulunan gözlemeci ve alabalık lokantalarında yemek yiyebilirsiniz. Turgut köyünden özellikle bal almanızı tavsiye ederim. Bördübet ve Amazon yörelerini görmenizi de öneririm bu arada. Bozburun ve Söğüt’te görülmesi gereken yerler arasında. Köyün içinde de görülecek yerler olduğunu unutmayın sakın. Köyde güzel bir keşif yürüyüşü yaparak antik çağlardan kalan mezar ve şehir kalıntılarını keşfedebilirsiniz. Bozburun Yarımadasının, antik bir yerleşim yeri olduğunu hatırlayın. Yorulduğunuz da ise Sığliman Koyu’na gidip plajında serinleyin. Selimiye’nin en yüksek yeri olan Sarıkaya Tepesi’nde yer alan kale kalıntılarını, Aşarkaya’yı görebilirsiniz. Selimiye'nin fotoğrafını çekmek için en güzel noktanın Bozburun'a giden yol üzerindeki ilk tepe olan Yalnızlar Tepesi olduğunu da hatırlatırım sizlere.

Denizden köyün giriş bölümünün görünümü 

      Selimiye köyünün bir özelliği, büyük otellerinin bulunmayışı. Bu ise köyün dokusunun hala bakir kalmasını sağlamış. Eski haline kıyasla betonlaşma artmış olsa da köy şimdilik şirin kalmayı başarmış. Selimiye sahilinde plajın en geniş yeri 1-2 metreyi geçmez ama bu kaldığınız tesisin değil Selimiye’nin doğal yapısından kaynaklanır. Ayrıca kum plajları sevenleri pek mutlu etmez, çakıllı bir sahili vardır. Selimiye’nin en büyük ve güzel konaklama tesisi Beyaz Güvercin Butik Otel. En az 6-7 yaz tatilimi geçirdim bu tesiste. Bu gidişlerimde de 4-5 aile olarak kalabalık tatiller yaptık çoğu kere. Tesis el değiştirdikten sonra oda sayısı da 41’e ulaştı. Doğal olarak sorunları da arttı. Koyun en ucunda bulunduğu için denizi her zaman için süt liman. Tesis el değiştirdikten sonra konsepti de değiştiği için bir daha gitmedim ben de bu tesise. İletişim: 0252 446 42 74 ve 75-0533 949 40 60 E-mail: bilgi@beyazguvercin.com. Türkiye’nin en güzel koylarından biri olan Selimiye’de denize sıfır bir butik otel olan Üzüm Tatil Evi, konaklamak için mini alternatif. Evinizin sıcaklığını ve konforunu size sunmak için çırpınan insanlar var çevrenizde. En önemlisi ayrıntılara özen gösterilmesi. Önünde tesise ait bir iskelesinin bulunması da mekâna öncelik getiriyor. Bu tesisin lokantasında da bir kaç gece keyifli yemek yediğimi de söyleyebilirim sizlere. İletişim: 0252 446 43 34 ve 0530 799 68 48 E-mail: uzumtatilevi@hotmail.com. Sakız butik otel, denize sıfır konum da tam bir aile işletmesi. Yeşillikler içinde yer alan küçük bir tesis. Butik Otelden ziyade şirin bir pansiyon havasında. Kendine ait otoparkı olması da tesise artı puan getiriyor bu arada. Deniz kıyısında bulunan çardağın altında, kendi bahçelerinde yetiştirdikleri domates ve biberle kahvaltı hazırlanıyor. Ayrıca özel plajı ve iskelesi de var. İletişim: 0252 446 42 21-0537 605 15 33 ve 0533 237 25 03. Selimiye köyünün en merkezi yerinde bulunan Losta Butik Hotel, her misafirine kendisini özel hissettiren anlayışta. Kahvaltı bile açık büfe yerine tüm çeşitliliğiyle masanızda hazır sizi bekliyor. Tesis, deniz kenarında ve oldukça büyük bir bahçesi de var. Öğle ve akşam yemekleri için ortamın sade doğasına uygun Ege'nin taze ve değişik tatlarını, balık ve deniz ürünlerinden oluşan zengin bir mutfağı var. İletişim: 0252 446 43 87-0542 424 78 68 E-mail: info@selimiyelostabeach.com. Bu konaklama yerlerinin dışında Losta Sahil Evi, Kaptan Motel, Mavi Deniz, İskele Pansiyon gibi birçok tesis sıralanmış deniz kenarına. Bunun yanı sıra denizi tercih etmeyenler köye tepeden bakan manzaralı lüks otelleri de seçiyor. Loca Butik Otel, Les Terrasses, Kekik ve Aria Butik Otel bunların arasında ön plana çıkanlar. Loca Butik Otel, koya hâkim bir tepede günün her saati büyüleyici manzarası ve doyumsuz konforuyla misafirlerini etkiliyor. İletişim: 0252 446 41 97-0555 831 07 98 E-mail: info@locahotel.com. Selimiye’nin en güzel manzarasına sahip butik oteli olarak ta Les Terrasses de Selimiye gösteriliyor. 12 odalı bu otel, kişiye özel hizmet anlayışı ile çalışan lüks bir konsept sunuyor. İletişim: 0252 446 43 67-0536 563 76 17 E-mail: terasselimiye@gmail.com. Adını, otelin bulunduğu bölgedeki pembe çiçekli dağ kekiğinden alan Kekik Otel, Selimiye’nin mis gibi dağ havası ile eşsiz deniz manzarası var. 4 standart, 4 adet 3 kişilik (2'si şömineli) ve 2 delüx odası bulunan tesis köyün en üst yerinde konuşlanmış. İletişim: 0530 208 84 48 E-mail. info@kekikotelselimiye.com. Aria Butik Otel, huzuru arayanların, yenilik isteyenlerin vazgeçilmezi olmaya aday yeni açılan bir tesis. 10 çift kişilik odası ile, 15 yaş üstü yetişkin misafir kabul eden otelin tüm odaları havuz ve deniz manzaralı. İletişim: 0252 446 42 52, Email: info[@]ariabutikotel.com. Sadece bu kadar değil, daha birçok alternatif mevcut.

    

     Selimiye’de ne yenir sorusunun yanıtı da size bağlı. Sahil boyunca sıralanan restoranlarda deniz ürünlerini deneyebilirsiniz. Deniz ürünleri denildiğinde köyün en ünlü ve bilinen mekânı Sardunya Restoran. İşletmenin sahibi Muhammet Bey ise belki de mekândan daha da ünlü. Lüks tekneleriyle yanaşıp yemek yiyenler ile ünlülerin geldiği bir yer aslında. Bu nedenle yer bulmak da oldukça zor oluyor. Tedbirli olup birkaç gün önceden yer ayırtmak gerekiyor. Yıllardır kalitesinden ödün vermeyen, mükemmel sunumuna ilave olarak tüm çalışanların güler yüzlü servisiyle hafızada da iz bırakan Sardunya’nın, son yıllarda biraz irtifa kaybetmeye başladığı hissediliyor. Mekân çok kalabalık ve birbirine çok yakın olan masalar müşterilerde sıkıntı yaratıyor. İstiap haddi aşıldığında, garsonların hizmet kalitesi de giderek azalıyor. Losta Beach Restoran, son üç yıldır sık gittiğim bir mekân. Hem yemekleri kaliteli hem de fiyatları uygun. En iyi ızgara ahtapotu burada yediğimi söylüyorum sevenlere. Sahibi Ali Bey ise esnaf bir kişi, müşterileriyle şimdilik tek tek ilgileniyor. 2017 yılında gittiğimde ise ahçı değiştiği için pek memnun kalmadığımı da söylemeliyim sizlere. Dalgıç Eskisi ise gitmediğim bir balık lokantası. Mekânın adı da hazırladığı mezeler kadar orijinal olduğunu duydum bu arada. Fiyat kalite dengesi iyi olan bu mekân için söylenecek en olumsuz şey, güzel bir konumda olmasına rağmen teknelerin manzarayı engelliyor olması. Bu üç lokantanın yanı sıra, Hidayetin'in Yeri Deniz Restoran, Giritimu Meyhane, Aurora Restoran, Caridea gibi kaliteli balık lokantaları da var. Yukarıda söylediğim gibi Üzüm'ü denemelerini tekrar hatırlatırım gideceklere. Bunların dışında pizzacı, pideci ve mantıcısı ile her kesime hitap eden lokantalar da var. Ayrıca konaklama tesislerinin çoğunda bu hizmet veriliyor. Mantı deyip de geçmeyin sakın. Badem Mantı’da mantılar; klasik ve Çıtır olarak ikiye ayrılıyor. Çıtır mantı yağda kızartılarak servis edilen mantıya deniyor. Mantı dışında çiğ börek ve yaprak sarma yapmakta da iddialılar. Yeni açılan Mavi Pide de ise közlenmiş patlıcanlı pide denenmeye değer nitelikte. Bunun yanı sıra Selimiye’de farklı amaçlı dükkanlar da var. Paprika, Selimiye’nin en özgün kafelerinden biri. Sahilde, masaları ve camı-çerçevesi bembeyaz olan tek mekân. Çilekli Limonatasıyla ünlenen bu mekânın kendine özgü menüsünde; Haşhaşlı irmikli kek, keçiboynuzlu muhallebi, pişmaniyeli tiramisu, enginar tatlısı, beşamel soslu kabak tatlısı gibi enteresan tatlılar da bulunuyor. Yemeği ve tatlıyı yedikten sonra gecenin sonlarına doğru, sakin bir müzik, biraz ay ışığı ve birazda romantizm için sizlere Piano Barı öneririm. Sahil boyunca yürüdüğünüzde eflatun ışıkları, rengarenk yağlıboya tabloları ve ortasına kondurulmuş beyaz kuyruklu piyanosu ile önünden geçerken görmemeniz imkânsız. Selimiye de canlı müzik dinlenecek, ambiyansı da hoş tek mekân. Selimiye’ye gittiğinizde bir gecenizi burada geçirmenizi tavsiye ederim. Aklı hala tatlı da olanlar Losta Pastanesine de gidebilir. Farklı tatlar arayanların kesinlikle uğraması gerekir.  Keçi peynirli losta en ünlü tatlısı. Rodos tatlıları ile tereyağlı kurabiyeleri de harika. Ayrıca keçi sütünden yapılan sütlü tatlılar ile gerçek meyveli dondurmaları da unutulmuyor. Selimiye Köyü'nde bir başka ilginç mekân ise hediyelik ve kaliteli ev eşyası satan Severin Mağazası. El boyaması kuş evleri, balık benzeri tabaklar, el emeği seramik ev eşyaları. Keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Cemile ve Zeynoo da görülmesi gereken butiklerden. Hem orijinal ev yapımı aksesuarlar hem de hoş ev eşyaları bulunuyor. Bunun dışında alışveriş için Migros Jet, Carrefour mini ve Macro Center olduğunu da hatırlatırım.

    

     Geldik Selimiye Hikayesinin sonuna. Dilim söylemese de yazmak zorunda olduğum iki sorun var aslında. Sığınağım olan Selimiye gün geçtikçe betonlaşıyor. Karada yeşili yok eden zihniyet denizde de maviyi kirletiyor. Marina ile başlayan bu kirlilik, hareketsiz duran tekne sayısı artışı ile giderek hızlanıyor. Göcek koylarında rastladığım kirliliğin buraya gelmesinden bir o kadar korkmaya başladım. Diğer önemli sorun ise köyde açılan yeni tesislerin hizmet anlayışlarındaki değişiklik. Özellikle gayrimenkul fiyatlarındaki aşırı artış mekân kiralarına da yansımış durumda. Kira artışları ise bu kez tüm hizmet fiyatlarını tetiklemiş. Konaklama fiyatlarında artış ise konsept değişikliği gerektiriyor. Köyün üst noktalarında yer alan butik tesislerin O.K. için istedikleri ücret, beş yıldızlı her şey dahil otel fiyatlarını sollamış duruda. Bu kez sahilde yer alan pansiyonlar aynı hizmeti vermeden onlarla yarış etmeye başladı. Butik otel demekle butik otel olunmayacağını birilerinin onlara öğretmesi gerek. Yıllardır insanlar Selimiye’yi denizi, dinginliği ve doğası için tercih etti. Konaklama fiyatları, yaz tatili için Selimiye’ye gelen hedef kitleyi zorlamaya başladı. Selimiye'yi sevenlerin bu tespiti önemsemesi ve önlem alması gerek. Selimiye turizmi sürdürülebilir olmaktan giderek uzaklaşıp günü kurtarma politikasına dönüştüğünde Selimiye hızla tüketilecek ve sonunda bitecek. Hikâyenin sonu biraz fazla karamsar oldu ama dost ikinci kez acı söyledi. İşletmeciler Selimiye’yi yitirmeden kendilerine çeki düzen vermeli, sizler de Selimiye yok olmadan önce onu bir kez olsun görmelisiniz.  

bottom of page