top of page

Sakız  Adası

     Sabah 9’da Çeşme’den hareket eden feribotumuz adaya yaklaşırken Sakız’ın büyük bir ada olduğunu fark ediyoruz. İlk göze çarpan, adanın limanı. Toprak rengi ağırlıklı evleri ve arka fonda yükselen ağaçsız kıraç tepeler ilk bakışta göze pek de sevimli gelmiyor. Ada, orman yangınlarından çok etkilenmiş. Avrupalıların Chios, Yunanların Hora ve Türklerin sakız ismini verdikleri bu ada, Yunanistan’ın 5.büyük adası. Zorba filmlerinin müziklerini besteleyen ünlü Mikis Theodorakis’in doğduğu topraklar. Kendine özgü mimarisi, orta çağı çağrıştıran köyleri, taş evleri, bakir koyları ve ünlü sakız ağaçlarıyla oldukça hüzün verici bir ada. 

     Adalarda hayat genellikle limanların çevresinde kurulur, kural burada da değişmemiş. Şehir merkezinde gezilecek yerler; yel değirmenleri, kiliseler, camiler ve kale bölgesi. Sakız Adasında önemli olan, keşfedilmeyi bekleyen köyleri gezip görmek. Adada irili ufaklı 66 köy var. Bu köylerin en önemli özelliği, evlerde ve kiliselerde dekorasyon amacı ile yapılan süslemeler. Binalar önce iyi bir kaplama ile kaplanıp arkasından siyah kum ile sıvanmış. Kaplama yumuşakken, üzerine geometrik şekiller verilmiş. Gerek süslemeleri gerekse kale gibi surlarla çevrili, sır sırta dayanmış evleri ile bu köyler keşfedilmeye değer. Köylerin arasında adanın seramik merkezi olan Armolia Köyü, kale görünümündeki Olympi Köyü, ilginç duvar desenli evleriyle Pyrgi Köyü, orta çağ görünümlü labirent sokaklı Mesta Köyü, manastırı ile ünlü Moni Köyü, kaleköy görünümündeki Anavatos, tarihçi Homeros ile ünlü Volissos Köyü ve plajları ile ünlü Kalamasia Köyü içlerinde ön plana çıkanları. Adada toplu taşıma kısıtlı, bu yüzden ya turlara katılmak ya da araç veya motor kiralamak gerekiyor. Bu köylerin içine sakın vasıta ile girmeye kalkmayın zira sokakları çok dar. Bazı yerlerde kapıyı dahi açamayabilirsiniz. Adaya ismini veren damla sakızı sadece bu adada yetişiyor.  Adanın orta kısmından başlayarak güney kısmına doğru ilerledikçe damla sakızını ağaçlardan damlarken görebilirsiniz.

Limandan bir görünüm
Hotel Kyma

     Adanın merkezi Chios, aynı zamanda Çeşme’den gelen feribotların yanaştığı liman. Şehrin merkezinde Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemine ait yapılar var. İçlerinde en önemlisi Sakız Kalesi yani Kastro. Halk Bahçesi de görülmeli. Bayraklı Camii ise ha yıkıldı ha yıkılacak durumda. Osmaniye Camii, Mecidiye Camii, Melek Paşa Çeşmesi, Osmanlı Mezarlığı o dönemden ayakta kalan Osmanlı eserleri. Adanın müzeleri de merkezde. Evlerin büyük kısmı bakımsız, restore edilen ev sayısı az. Sakız Adası’nın sembolleri arasında olan yel değirmenleri ise ada merkezinin 1,5 kilometre kuzeyinde. Limandan yürüyerek 15-20 dakikada gidiliyor. Merkezden Mesta’ya doğru 3 kilometre gittiğinizde Kambos bölgesine ulaşılıyor. Bir zamanlar sosyal statüsü yüksek olanların oturduğu bir semt. Doğal çevresi ve dikkate değer mimarisiyle bu bölge de görülmeli. Armolia Köyü, Sakız Adası’nın merkezine 20 km uzaklıkta. Seramik yapımı ve seramik işlemeciliği ile ünlü. Seramikten sürahiler, vazolar, bardaklar ve fincanlar yapılıyor.

Pyrgi Köyü ev süslemeleri
Mesta Köyünde bir sokak

     Pyrgi, Sakız Adası’nın güneyindeki en büyük ve en güzel köy. Kale gibi inşa edilen evleri, köyü koruma amaçlı bir duvar oluşturacak şekilde yapılmış. Duvar süslemelerini görmek için görülmeli. Köy yerel dansları ve meydanında yapılan festivali ile de ünlü. Olympi, Merkeze 31 km uzaklıkta 14. yüzyıldan kalma tam bir Orta çağ köyü. Korsan saldırılarından korunmak için yüksek duvarlı, sırt sırta kale gibi yapılmış, dar sokakları, taş evleri ile ilgi çekici. Labirenti anımsatan dar sokakları köyün ana meydanında toplanıyor. Mesta, tarihi dokusunu koruyabilen en güzel köy içlerinde. Merkeze 35 km uzaklıktaki köy, 14. Yüzyıldan kalma. Korsan saldırılarından korunmak için sokakları labirent gibi yapılmış. Beş köşeli köyün her köşesine gözetleme kulesi var. Bugün kuleler mesken olarak kullanılıyor. Evlere hâkim renk, kullanılan taşların gri ve kahverengi renkleri. Köye esrarengiz bir hava veriyor. Parke taşlı dar sokakları ve taş evleriyle burası öncelikle görülmesi gereken bir köy.

Nea Moni Manastırı

   Kalimasia, Ada merkezinin 13 Km güneyinde yer alır. Adanın en fazla sakız ağacı olan köylerinden. Düzlüğe kurulmuş, yeşillik ve zeytin ağaçları ile dolu. Köyün içinde ortaçağ kulelerinin kalıntılarını, iyi korunmuş ve etkileyici kiliseleri bulunuyor.  Ünlü Panagia Plakidiotissa Manastırı da bu köyde. Turistlerin tercih ettikleri Agios Yannis, Agios Emilianos ve Agia Fotia gibi güzel plajları da var. Ada merkezinin 16 km kuzeyinde yer alan Lagada Köyü ise çok güzel manzaralı sevimli tam bir balıkçı köyü. Restoran ve tavernaları ile ünlü. Adanın en iyi balık lokantaları da bu köyde. 

Nea Moni manastırı 11. yüzyılda bir vadinin yamacına kurulmuş. UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Manastırın karşı tepelerinde ise Anavatos Köyü var. Köy deniz seviyesinden 450 metre yükseklikte bir tepe üzerine kurulmuş. Tek bir girişi var. Üç tarafı uçurum olan köyün etrafında duvar örülerek kale haline getirilmiş.  Kuzeybatı yönündeki  Volissos Köyü ise merkezden oldukça uzak, Homeros’un doğduğu köy olarak biliniyor. Dar sokakları, eski evleri, taş konakları, yel değirmenleri ve 12. Yüzyılda yapılan Meryem Ana Kilisesi ile ilgi çekiyor.

Sakız ağaçları

     Ada da liman hariç her yerden denize girilir. Merkezin güney çıkışında Karfas, plajlar içinde en kalabalık olanı. En ünlü plaj ise Pyrgi Köyü çevresindeki Mavra Volia Plajı. İri siyah volkanik taşları ile çok farklı. Vroulidia Plajı da buna yakın konumda. Komi plajı ise Pyrgi yolu üzerinde. Agia Dinami plajı ise Pyrgi Köyünü geçtikten sonra. Bu nedenle denize girmek için adanın bir tarafı rüzgâr tutuyorsa farklı alternatifler bulunuyor. Örneği bu plaj çok dalgalı ise Olymbi’ye geçip Mesta Köyüne doğru giderken Salaona’ya yani sola döndüğünüzde yol biraz bozuk olsa da el değmemiş görüntüsündeki Salona Plajı çok sakin. Bunların yanı sıra Elinda, Tigani, Apothika, Potamoi, Lithi, Nagos, Mersinidi ve daha birçok plaj bulunuyor.

     Yunan mutfağının vazgeçilmezi mezeleri. Zeytinyağlılar, balık, ahtapot, kalamar her mekânda bulunuyor. Fakat Cunda’dan daha fazla meze çeşidi olmadığını da unutmayın. Adaya geldiğinizde yörenin feta isimli peynirini de denemelisiniz. Rakı ve Uzo arasındaki fark ise rakının uzo’ya göre biraz daha sert olması. Uzo konusunda benim favori markam mavi renkli Bapbatıannh (Barbayanni). Bizim rakımıza en fazla benzeyen uzo.  Onu bulamazsanız Kazanisto, Ούζο Χίου’yu tercih edin derim.

     Deniz Uyanmaz, 4 yıldır Sakız’da yaşayan bir Türk genci. Alexa isimli bir Rum ayan ile evli. Çift katlı bir otobüs ile cumartesi günleri 4-5 köyü kapsayan Güney ada turu düzenliyor. Feribot bileti, konaklama, araç kiralama ve tur için profesyonel hizmet veriyor. Tel: 90 536 543 78 03 Ayrıntılı tur programı sakizadasiturlari.com adresinde. Sakız Adasına gidecekseniz, özellikle hafta içi gitmenizi öneririm. Hem oteller daha ucuz hem de daha kolay yer bulunuyor. Ayrıca hafta sonları gümrükten geçmek büyük sorun. Otel aramak için booking.com dan da yararlanabilirsiniz. Gezmek için adayı kuzey ve güney olarak ikiye bölüp iki ayrı günde dolaşmak gerekiyor. Gidiş geliş feribotla yapılıyor. Bu hatta birkaç tur firması çalışıyor. Turyol yolcularına Ada rehberi veriyor. Bu rehberde bulunan harita adayı gezmek için çok işe yarıyor. Ayrıca verilen reklamlar da faydalı. Feribottan iner inmez karşınıza çıkan Smart oto kiralama Türkçe hizmet veriyor ve 8 farklı gurupta kiralık aracı var. Bunun tam ters tarafında yani limanın karşısında adanın en büyük otelinin arkasındaki Hotel Kyma ise İzmir Karşıyakalı Güher hanımın çalıştırdığı bir otel. Eşi Theodore de tam bir beyefendi. Otelin konumu gayet güzel, hizmette ise sınır yok. Bizi kendilerinin gittikleri bir tavernaya kendi araçları ile götürdüler. 0532 340 94 60-0542 624 94 36. Delfinia ise limanda tarihi bir lokanta. Makul fiyatları, iyi servisi ve Türkçe menüsü ile sahil kenarında ama çok gürültülü bir mekân. Limanın ortalarında Gül adında bir Türk gelinimizde var. Geçenlerin gözünden ve kılığından Türk olduğunu anlıyor. Onun çalıştığı dükkanın iki altındaki kahvaltı ve kahve servisi yapan dükkanın ortağı da Urla'da yaşayan Bilgin Bey. Adaya gelenlerin  yabancılık çekmeyeceklerini peşinen garanti ederim.

     Eğrisi ile doğrusu ile bir Yunan adasını daha gördük ama ne yalan söyleyeyim yemeği ile yeşili ile ve de özellikle fiyatları ile bizim sahillerimiz ile mukayese edemedim. Orta halli bir odanın gecelik fiyatı 50-60 Euro, orta halli bir akşam yemeği de 50-60 Euro. Üstelik bu fiyatlar nisan ayı sonu fiyatları. Tuvaleti ayrı sorun mezesi ayrı. Kalkan balığı yerine vatoz yeniyor bu sahillerde. Ayrıca adanın yeşili de az mı az. Üstelik Rumların gürültüsünün yanında bizim sahillerimiz sessiz kategorisinde. Sakız dönüşü yarı fiyatına Akyaka ve Selimiye’de konakladım, aynı paraya da Selimiye’de bulunan Sardunya da kılıç şiş yedim, rakımı içtim.

bottom of page