top of page

MEVSİMLER

     Günlük hayatın rutininde pek fark etmesek te mevsimlerin üzerimizde çok etkisi vardır. Bu nedenle her mevsim farklı duygular yaratır insanların gönüllerinde. Bu duygular kimine göre güzel kimine göre de bir o kadar ürkünç. Sonbahar güzel bir mevsimdir aslında. Kışın soğuğu, yazın sıcağı, ilkbaharın da kararsız olması yüzünden sevilir sonbahar. Bu mevsimde ne sıcaktan ne de soğuktan şikâyet ederiz. Deniz için de güzel bir döneme rast gelir. Okullar açılır, tenhalaşır o güzel sahil kasabaları. Bu nedenle sonbahar, güzel ve romantik bir mevsimdir vesselam. Bu mevsiminin özel ve büyülü bir güzelliği vardır. İlkbahar gibi çabuk gidici de değildir. O nedenle kıymetini bilmek gerekir. Örneğin sonbaharı geride bırakıp kışa yaklaşıldığında, bir yandan günler kısalır diğer yandan üşütücü bir serinlik sarar geceleri. Bazen serinliğin arkasından yağışlar da başlar. Havada uzun süre yağmurun ıslaklığı asılı kalır. Kızarmış yapraklar tek tek dalından kopar, düştükleri yeri bir halı gibi kaplar. Bu görüntü karşısında insanlar eşsiz duygu sağanağına tutulur. Bu pastoral görüntü bir hüzün bulutu gibi çöker insanların yüreğine. Çünkü dalından düşen her yaprak, sona yaklaşıldığının habercisi gibi gelir. Bu nedenle umutsuzluğa düşen olur çoğu kere. Yahya Kemal, bu günleri şu güzel dizeler ile ölümsüzleştirmiş.

 

     “Günler kısaldı, Kanlıcanın ihtiyarları

       Bir bir hatırlar, geçen sonbaharları.”

    

     İşte bu nedenle insanların yaşlanmasına benzetirler bu hüzünlü günleri. Sonunda bir an gelir hissedilir sonbaharın kışa yenildiğini. Kışın soğukluğunun insanların kişiliğini de katılaştırdığı söylenir bazı yörelerde. Ama çok ta kötümser olmamak gerek, az da olsa bazı günlerde kış güneşi kaplar yine de gök maviyi. Bu sahtekâr güneş insanın içini ısıtamasa bile ruhunu ısıtıp mutluluk getirir çoğu kere.

     

      Kış yüzünü gösterdiğinde, giyecekten içeceğe her şeycikler değişir. İnsanı sıcak tutan kalın giysiler tercih edilip içlerini ısıtacak içeceklere yönelinir. Hatta oyunlar dahi değişir. Kar yolları kapladığında, kardan adam yapmak ve kartopu oynamak bu günlerin olmazsa olmazı oluverir. Hatta bazı yörelerde kızaklara da binilir. Boza ve sarı leblebi ile bol tarçınlı bir salep bu soğuk kış günlerindeki içeceklerin başında gelir. Kestane kebap ise soğuk günlerin güzel bir fantezisi. Şömineli şanslı evlerde ise hoş kokulu meşe odunu yakılır genellikle. Kaloriferin o sanal sıcaklığı yerini bu sesli ve canlı sıcaklığa bırakır. Şöminenin karşısında, elinde sevdiğin bir kitap işte hayat oh ne rahat dedirtir en karamsar insana. Yağan karın önemli bir özelliği ise o muhteşem beyazlığın insanların içini huzurla doldurması. Rengârenk çiçekler açmasa dahi insanlar yeni bir gelin gibi umutlu olur. Kış kendine özgü zorlukları ile insanı mücadeleci eder. Sonuç olarak kışın da kendine özgü güzellikleri var. Yeter ki bu güzelliklerin farkına varıp onun tadını çıkarmaya bak.

    

     Karanlık ve kasvetli kış günlerinin ardından günler yavaş yavaş uzamaya başlar. Havaların ısınmasıyla ortaya çıkan uğur böcekleri, insanlara ilkbaharın gelişini müjdeler. İlkbahar bir bakıma yeniden doğuşu simgeler. Bu mevsimde tabiat ana kış uykusundan uyanır. Bu nedenle ilkbahar, hayata atılan ilk adım gibi gelir yaşayanlara. Bu mevsimde toprağın canlanması gibi insanların hayata bakışları da farklılaşır. İnsanlara yeni umutlar ve heyecanlar getirir. Özellikle gençlerin kanını kaynatır bu mevsim. Havanın ısınması ile birlikte doğa da renklenmeye çalışır. Ağaçlar da renk renk çiçek açarak temaşa zevki veren manzaralar çıkarır ortaya. Cıvı cıvıl kuş sesleri neşelendirir her yeri. İlkbahar geç gelen bir mevsimdir kendini hep bekletir. Buna karşılık çabuk gitmek için de oldukça çok sabırsızdır. İlkbaharın gelişi ile başlayan iklim değişikliği vücutta istem dışı bir yorgunluk yaratır. Bahar yorgunluğu da denilen bu olgu ile birlikte polenden etkilenen alerjik bünyeliler de dikkatli olmalı.

    

      Yaz kendini tutamaz, sabırsızdır, koşarak gelip bir anda gelip girer hayatımıza. Toprağında sakladıklarını cömert bir ev sahibi gibi sunar kendini karşılayanlara. Tüm doğayı serbest bırakır, sıkmaz, soğukla korkutmaz kimsecikleri. Börtü böcek ve ağaçlar kendilerini bırakıverirler yazın sıcaklığına. Kırlar, çayırlar ve bayırlar, çiçeklerle renklenip şenlenir. İnsanlar çıkarır tiril tiril etek ve elbiselerini. Kaldırır o sımsıkı ve kalın giysilerini. Bu mevsimin olmazsa olması keten kumaştan yapılan giysiler, Yaz mevsimi; çiftçinin mahsul ve hasat, yani ürün alma zamanı. Köylünün eline para bu mevsimde geçer. Köylerde düğün dernek bu nedenle yaz aylarında kurulur. Kentliler ise deniz tatili yapabilmek amacıyla dört gözle bekler bu sıcak yaz günlerini. Her geçen gün azalan Almancılar ise akın akın köy yollarında dolanır. Reçeller, marmelatlar, salçalar, konserveler ev hanımları tarafından işte bu mevsimde yapılır. Rengârenk yaz meyveleri süsler pazarlardaki manav tezgâhlarını. Gençlerin yaz aşkları ise bu mevsimin olmazsa olmazları. Ne mutlu bizlere ki bu dört mevsimi de doya doya yaşayan topraklar üzerindeyiz.

bottom of page