top of page

FARALYA

Kelebekler Vadisi

     Faralya, ülkemizin gizli kalmış köylerinden biri. Hem denizden hem de karadan görülmesi gerekiyor. Güzelliği ise doğasını bozulmadan koruyan ender tatil yörelerinden biri olmasından kaynaklanıyor. Aslında köyün anlatılacak çok da fazla bir yanı yok, varsa yoksa eşsiz bir doğa manzarası. Unutmadan söylemeliyim bir de tarifsiz gün batımı yaşatıyor insana.  Huzuru, sessizliği, yeşili, maviyi biraz da tarihi seviyorsanız doğru adrese gittiğinizden hiç endişe etmeyin. Boşuna Türkiye’nin Gizli Cenneti dememişler Faralya’ya. Tarihi bir yürüyüş parkurunun üzerinde bulunmasının yanı sıra pek çok doğal güzelliği de bünyesinde barındırıyor. Baba dağının güney batısında bulunan köy, sırtını kızılçam ormanları ile kaplı dağlara yaslamış, uzunlamasına ve denizden çok yüksek bir zemin üzerine konuşlanmış. Eski adıyla Faralya, yeni adıyla Uzunyurt, üç mahalleden oluşuyor. Mevcut üç mahallenin de birer camisi bulunuyor. Buna karşılık köyün tek okulu var. Bu okulda da tek bir öğretmem birden dörde kadar sınıflarda bulunan dokuz talebeyi okutuyor. Bu yıl bu okulun da kapatılacağı söyleniyor. Köyde üçyüzü aşkın insan yaşıyor ama köyün sorunları bir türlü bitmiyor. Devletin elini biraz da bu köye değdirmesi gerekiyor. Köyde işler ahbap çavuş ilişkisi şeklinde yürütülüyor ve bu nedenle sorunlar bir türlü çözülmüyor.

     Asfalt, dar ve oldukça virajlı bir yoldan ulaşılan Faralya’nın, ilk mahallesi köyün girişindeki Hisar Mahallesidir. Türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olan 509 km’lik Likya yolu (Işık ülkesi yolu) Ovacık’tan başlar ve ilk mola bu köyde verilir. Hisar Mahallesi Kelebekler vadisinin üzerinde kurulmuştur. Konaklama tesisleri de bu mahalleden itibaren başlamaktadır. Tesisler genellikle doğaya uyumlu ahşap veya taş ağırlıklıdır. Çoğunluğu bungalov tarzındadır. Köyün bu kısmından Kelebekler vadisi ile Ölüdeniz’in nefes kesen manzarası görülür. Kelebekler Vadisi plajına inen karayolu yoktur. Kara ulaşımı ancak zorlu bir patikadan sağlanır. Bu da ancak rehber eşliğinde yapılmalıdır. Çünkü yüksek ve kayalık yollardan geçileceği için çok tehlikelidir. Bu inişte üç kez ip yardımı ile gerçekleşmektedir. Bunun dışında ulaşım daha ziyade deniz yolu ile yapılmaktadır. Kelebekler Vadisi, 350 metreye ulaşan sarp ve kayalık tabii duvarla çevrilidir. Vadi, ismini, barındırdığı 80′den fazla kelebek türünden ve özellikle Kaplan kelebeğinden almıştır. Kaynağı Faralya köyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten vadiye dökülen şelale, vadinin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz’e ulaşır. Vadinin iki ana özelliğinden biri deniz ve dik kayalıklarla dış dünyadan izole edilmesi diğeri de buna bağlı olarak, dışarıdan çevre kirlenmesinden mümkün mertebe etkilenmemiş olmasıdır. Bu mahalledeki konaklama tesisleri ise Onur Motel, Montenegro Motel, Keyif Motel, Su Değirmeni gibi nefes kesen manzaralara sahip olan ve bütçenizi fazla zorlamayan tesislerdir. Fiyatlar ilkbaharda iki kişi yarım pansiyon 160 ile 240 TL arasında değişmektedir. Bu tesislerin yanı sıra Melisa ve Gül gibi daha da hesaplı konaklama tesisleri de vardır. Gerek sahibi Recep ve gerekse eşsiz manzarası ile benim favorim Keyif Motel olacaktır. Köyün ikinci Mahallesi ise Orta Mahalledir. İsmi gibi köyün ortasında yer almaktadır. Bu mahalle de Aktaş Plajına bakmaktadır. Aktaş Plajı, ormanın içinde gizli kalmış küçük ve çok temiz bir koydur. Büyüklü küçüklü taşları, bembeyaz kayaları ve küçük kumsalıyla denize girilen güzel ve şirin bir plajdır. Yürüyüşçüler için işaretlenmiş beş kilometrelik patika bir yolu takip ederek bu plaja yaya olarak gidebilirsiniz. Bu mahallede oldukça lüks konaklama tesisleri vardır. Mandarin & Mango bu tesislerin içinde en lüks olanıdır. Misafirlerine sunduğu hizmetler ise bu kadarı da olmaz dedirtecek kadar abartılıdır. Buna karşılık fiyatı da uçuktur. İki kişi için en düşük ücret 850 TL’sından başlamakta, 3.600 TL’ye kadar da çıkmaktadır. Bu tesisin yanı sıra Zakros, Perdue, Nautica, Lazy Lizard, Honey Hill gibi başka lüks butik otellerde vardır. Faralya Yörük evi ise bu tesislerin arasında oldukça hesaplı bir tesis olarak kalmıştır. Aktaş sahilinde Aktaş Beach Camping isimli bir konaklama tesisi de vardır. Konaklama olarak yataklı çadırları vardır. Tesiste ortak kullanım duş ve tuvalette bulunmaktadır. Köyün üçüncü mahallesi ise Kabak Mahallesidir. Kabak Koyu’na ulaştığımız yer, son karayolu noktasıdır. Yol burada biter ve sarp dağlar başlar. Bu mahalle Kabak vadisinin tepelerine kurulmuştur. Toprak bir karayolu ile sahile ulaşımı zorda olsa mevcuttur. Sakın aracınızla inmeyi denemeyin yolda kalabilirsiniz. Yürüyerek inmek isterseniz yarım saatlik bir yürüyüşü göze almalısınız. Traktörler ve minibüsler yolu taşımacılığı yapmaktadır. Ayrıca deniz kıyısında da konaklama tesisleri bulunduğunu unutmayınız. Bu mahallenin en lüks tesisi, tepelerin üzerine kurulmuş Lissiiya Hotel’dir. Büyük bir alanda kurulmuş tesisin oda duvarları bile organik maddeden yapılmıştır. Odalardaki ahşap malzemeleri el işlemesi ile doğal sedir ağacından üretilmiştir. Birbirinden bağımsız konumlarda ve birbirlerini görmeyecek şekilde tasarlanan evler tek kelimeyle lüks ötesidir. Vadinin içine gömülü, doğanın bir uzantısı olarak tasarlanmış konaklama ünitelerinin tamamı deniz manzaralıdır. Dünyanın birçok ülkesinden özel olarak getirtilen nefes, yoga ve masaj uzmanları tarafından verilen bedensel ve zihinsel rahatlama ile arınma seansları ise otelin hizmetleri arasında yer alır. Bu otelin ücretini de artık siz öğrenirsiniz. Bölgedeki Shambala isimli tesis de oldukça egzotiktir. Kabak Armes, Kabak Avalon, Kabak Natural Life da bu mahalledeki diğer lüks konaklama tesisleri arasında yer alır. Her biri farklı özelliklere sahip bulunmaktadır. Deniz kenarında bulunan Chakra Beach Kabak, lüks sazlık bungalovlarda Butik kamping konaklama hizmeti verir. Afrika yerlilerininkine benzeyen kulübeler içinde sizlerde konaklayabilirsiniz. Kabak plajı ise Ölüdeniz gibi beyaz ince bir kumsala sahiptir. Bu güzel köyü, çevresindeki kekik, ada çayı ve defne kokularının eşliğinde sevdiğiniz kişiyle el ele dolaşıp görmeli ve önemli özel anlarınızı unutulmaz kılmak üzere burada birkaç gün geçirmelisiniz. Macera yaşamak için bu bölgeyi gezmelisiniz. Size ve sevdiğinize özel, denizin üzerinde ahşap bir platformda huzuru, sessizliği ve mutluluğu hissetmek için bu güzellikleri yaşamalısınız. Antik uygarlıkların kalıntılarıyla çevrili olan ve muhteşem doğasıyla yemyeşil yamaçları ile dünyanın en iyi yürüyüş yollarından biri kabul edilen 3 bin yıllık Likya yolu üzerinde gezinip, yüz metre yüksekten Akdeniz’in mavi sularına bakarak ruhunuzu dinlendirmelisiniz. Şehrin griliğinden ve mecburi ilişkilerinden uzaklaşıp nefes alabileceğiniz, tabiat ve evrenle bir olup özünüze dair bazı duyguları hatırlayacağınız, ilişkinizi daha da derinleştirebileceğiniz, kısacası kendinizi şımartacak bir tatil düşündüğünüzde rotanızda mutlaka Faralya olsun isterim.

     Aslında Faralya; konfor aramayan, doğal hayatı seven, yürüyüş yapmaktan keyif alan, maceracı ruhlu insanların tatil anlayışına uygun bir tatil yöresi. Ultra lüks konaklama tesisleri bana göre bölgenin doğal yapısına pek uygun düşmüyor.

bottom of page