top of page

TAHSİL  HAYATI

     Bu yazımda sizlere Mustafa Kemal’in tahsil hayatını anlatacağım. Mustafa Kemal’in 1887 yılında başlayan okul hayatı, 1905 yılında Harp Akademisini bitirerek tamamlanmıştır. Mustafa Kemal, bundan sonra, bütün rütbelerinde harp tecrübesi kazanacağı bir dönem yaşamış ve mesleğin en üst noktası olan Mareşalliğe ve Gazilik mertebesine ulaşmıştır.

    

         Mahalle Mektebi (1887)

         

      Kemal, tahsil hayatına 1887 yılında Mahalle Mektebinde başladı. Bu okullara Sübyan Mektebi’ de denirdi. Mustafa bu okula birkaç gün gittikten sonra, babası okulu değiştirdi ve onu Şemsi Efendi İlkokulu'na verdi. Osmanlı Devleti’nde eğitimin ilk basamağı Mahalle Mektepleriydi. Her mahallede camilerin yanında Sübyan Mektebi de denilen bu okullar bulunurdu. Günümüzdeki ilkokulların benzeri olan bu mektepler, medreselerin ilk basamağıydı. Bu mekteplerin, belirli bir sınıfı ve süresi yoktu. Her çocuk verilmek istenilen bilgileri öğreninceye kadar okula devam ederdi. Bu okullarda alfabe, yazma, okuma, dört işlem ve dini bilgiler öğretilirdi. Şemsi Efendi İlkokulunda, diğer Mahalle Mekteplerinin aksine yeni öğretim metotları uygulanıyordu. Modern öğretim yapan bu okulun Mustafa’nın fikrî gelişmesinde olumlu etkiler i oldu. Mustafa babasının ani ölümü üzerine okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Maddî durumu yetersiz olan Zübeyde Hanım, ağabeyi Hüseyin Ağa’nın yanına gitti. Çiftlik hayatı Mustafa’nın fiziksel gelişmesine ve el becerilerinin gelişmesine yararlı oldu. Zübeyde hanım, oğlunun iyi bir eğitim alması için onu Selânik’e halasının yanına gönderdi. Altı ay kadar süren çiftlik yaşamından sonra Selanik’e gelen Mustafa, Mülkiye Rüştiyesine (ortaokulu) kaydını yaptırdı.

        

          Selanik Mülkiye Rüştiyesi (1893)

        

        Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesinde öğrenime başladı. Okulda öğrenciler arasında çıkan bir kavga dolayısıyla öğretmenlerinden birinin sert muamelesi üzerine bu okulu terk etti. Gönlü askerî okuldaydı. Annesinden gizli, Selânik Askeri Rüştiyesinin sınavlarına girdi ve kazandı.

        

          Selanik Askeri Rüştiyesi (1894-1896)

        

       Çocukluğundan itibaren askerliğe büyük bir ilgi duyan Mustafa, asker olmak istiyordu. Hatıralarında kendisinin anlattıklarına göre, üniformalı olarak Askerî Rüştiyeye giden komşularından Kadri Bey'in oğlu Ahmet ve sokaklarda gördüğü üniformalı subaylar onun askerlikle ilgili heveslerini kamçılamıştı. Daha önceden dört yıl olarak eğitim yapan askerî rüştiyelerin o yıl birinci sınıflarının lâğvedilerek üç yıla indirilmesi üzerine Mustafa, Nisan 1894’te Selanik Askerî Rüştiyesinin ikinci sınıfından okula başladı. Askerî rüştiyeler, Türkçeye önem verir ve diğer okullara göre yabancı dile iki yıl erken başlardı. Mustafa Kemal yabancı dil olarak Fransızca okudu. Bu okullarda spora da önem verilirdi. Mustafa, kısa sürede öğretmenlerin ve komutanlarının dikkatlerini çeken seçkin bir öğrenci olarak okulda dikkatleri çekti. Kendi hatıralarında anlattığına göre Mustafa, Rüştiyede matematik dersine merak sarmış; bu derste sınıfın “müzakerecileri” arasına girmişti. Çok sevdiği bu dersin öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey, onun yetenek, yaratıcılık ve olgunluğunu teşhis ederek, ona “Kemal” adını verdi. Mustafa Kemal, 1895 yılı sonu veya 1896 yılı ocak ayında, on beş yaşında, Askerî Rüştiye’yi dördüncü olarak bitirdi.

   

           Askerî İdadi (1896-1898)

      

       Manastır Askerî İdadîsindeki sınıf arkadaşları arasında Üsküp, İşkodra, Yanya ve Manastır Askerî Rüştiyelerinden gelen öğrenciler de vardı. Yeni ortam içinde çeşitli karakter, mizaç ve seviyede genç insanlarla tanışmak onun ufkunun açılmasına neden oldu. Manastır Askerî İdadîsinde Mustafa Kemal, matematikte çok başarılı oldu fakat Fransızca da ise istediği seviyeye ulaşamadı. Okulda Mustafa Kemal’i en çok etkileyen arkadaşlarından biri Ömer Naci isimli bir arkadaşı oldu. Ona edebiyat ve şiir merakını aşıladı. Ömer Naci, Mustafa Kemal’in fikri alt yapısının oluşmasında diğer faktörlerle birlikte önemli bir rol oynadı. Mustafa Kemal’in dönemin vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal ile Türkçü şairi Mehmet Emin Yurdakul’un şiirleri ile tanışmasında Ömer Naci'nin teşviki etkili oldu. Tarih öğretmeni Mehmet Tevfik (Bilge) Bey'in öğretisiyle, Fransız İhtilalinin temel ilkelerinden olan hürriyet kavramı ile tanıştı. Yaz tatillerinde Fransızca öğrenmek için özel ders aldı ve büyük gayret sarf etti. Manastır Askerî İdadi’sin de Mustafa Kemal, 54 mevcudu olan üçüncü ve son sınıfı toplam 420 tam not alarak, kendisi ile aynı notu alan Ahmet Tevfik, Selanik’in ardından ikinci olarak bitirdi. 3.cü Recep Fahri Kayalar, 4.cü Ali Şevket Üsküp, 5.ci Ömer Abdülkadir Yanya, 6.cı Hasan Avni Köprülü, 7.ci İsmail Hakkı Köprülü, 8.ci Abdülbaki Üsküp, 9.cu Abdurrahman Selanik, 10. Ömer Naci Der-Ali’ye olmuştur.

    

          Harp Okulu (1899-1902)

 

        Mustafa Kemal’in Harbiye’deki ilk arkadaşları, Manastır İdadisinden gelenler oldu. Bunların arasında, Ahmet Tevfik ilk sırayı almıştır. Çocukluk arkadaşı, Rüştiye ve İdadide de birlikte okuduğu Mustafa Nuri (Conker), Lütfi Müfit (Özdeş), Ali Fuat (Cebesoy), Arif (Ayıcı), Hayri (Tırnovacık), Kâzım (Karabekir), Ömer Naci, İsmail Hakkı (Pars), Kâzım (İnanç), Kâzım (Özalp), Ali Fethi (Okyar) da diğer arkadaşlarıydı. Bunların bazıları kendi devresi, bazıları da kendisinden önce veya sonraki devrenin öğrencileri idi. Mustafa Kemal’in Harp Okulundaki öğretmenleri arasında, onun kişiliğini etkileyen ve onu hayata hazırlayan çok değerli öğretmenler vardı. Bunlar arasında sonradan İstanbul Üniversitesi'nde profesör olan, Türk Tarih Kurumu kurucu üyesi ve milletvekili olan Fransızca öğretmeni Necip Asım (Yazıksız) Bey, Talim Öğretmeni Rahmi Paşa ve onun maiyetindeki Binbaşı Fazıl Bey, sonra korgeneral ve milletvekili olan Yüzbaşı Naci (İldeniz) Bey ve Teğmen Osman Efendi bunların arasındaydı. Mustafa Kemal, bu dönemde hem yabancı dilini geliştirdi hem de memleket meseleleri üzerindeki düşüncelerini olgunlaştırdı. Harp Okulu dönemi, Mustafa Kemal’in hem vatan, millet, Türklük fikirlerinin olgunlaşmasında hem de Batı'ya dönük çağdaşlaşma düşüncelerinin alt yapılarının oluşmasında temel oldu. 3.yılın sonunda Harp Okulu bittiğinde okul 1.cisi Selanikli Ahmet Tevfik, 2.ci Ispartalı Faik, 3.cü Mehmet Müştak Van, 4.cü Hayri Davutpaşa, 5.ci Ali Şevket Üsküp, 6.cı Mehmed Cemil Süleymaniye, 7.ci Selim Çerkes, 8.ci Mustafa Kemal Selanik, 9.cu Ahmed Müfit Kırşehir, 10.cu Halil Trabzon oldu.

 

          Harp Akademisi (1902-1905)

 

        1902 yılından itibaren Erkânıharbiye sınıflarında “çok iyi” derecede başarı sağlayanlara “kurmay”, ve “iyi” derecede bitirenlere “mümtaz” unvanı verilmeye başlandı. Bu usul, 1909 yılına kadar da devam etti. Harp Akademisi’ne devam ederken Mustafa Kemal ve arkadaşları yeni fikirlerle tanıştılar. Bunun sonucunda memleketin idaresinde ve yürütülen siyasetinde aksaklıklar ve yanlışlıklar olduğunu keşfettiler. Bunları giderecek tedbir ve önlemler üzerine kafa yormaya başladılar. Akademide Mustafa Kemal'i etkileyen öğretmenler bulunuyordu. Topçu Feriki (Tümgeneral) Ahmet Muhtar, Kurmay Binbaşı Refik Bey, Kurmay Yarbay Nuri Bey, Pertev Paşa, Kurmay Albay Hasan Rıza Bey, Kurmay Albay Zeki Bey, Kurmay Yarbay Fevzi Bey bunların önde gelenleriydi.  Bunların arasında da en çok Trabzonlu Nuri Bey'i sayıyor ve takdir ediyordu. Nuri Bey gerçekten geniş kültürlü, çağına göre aydın düşünceli, stratejide üstat sayılan bir kurmay yarbaydı. Tabiye okutuyordu. Aradaki uzaklığı korumakla beraber öğrencilerine karşı içten ve ağabeyce davranıyordu. Yalnız ders vermekle yetinmiyor, genç kurmay adaylarının çeşitli sorularını da yanıtlamaktan zevk duyuyordu. Mustafa Kemal, Akademi’de kültürel çalışmalara daha çok önem verdi, fikirlerini arkadaşlarına da yaymaya başladı. Akademi’de fikirlerini yaymak için bir gazete çıkardı. Bu onun daha o günlerde liderlik özelliklerinin ve medeni cesaretinin gelişmeye başladığını gösteriyordu. 57.nci Dönem Akademi mezunu toplam 37 kişi oldu. Bunların 13’ü “Kurmay”, diğerleri ise “Mümtaz” olmuştu. Mevcut bilgi ve belgelere göre Mustafa Kemal, Kurmay olarak Akademiyi bitiren 13 kişi arasında 5’inci olmuştur. Dönemin 1.si Ali İhsan Sabis, 2.si Asım Gündüz, 3.sü Ahmet Sedat Doğruer, 4.sü Ahmet Tevfik, 5.si Mustafa Kemal, 6.sı Mehmet Hayri Turhan, 7.si Mustafa İzzet Yavuzer, 8.si Ali Seydi Uğur, 9.su Ali Fuat Cebesoy’dur. Diğer üç kurmay da sırasıyla şunlardır: Süleyman Şevket Demirhan, Kemal Ohri, M. Şevki (kurmaylığı geri alınmıştır).

      

       O günlerde bu okullarda Türk milletinin ve Türk tarihinin altın bir kuşağı yetişmiştir. Bu altın kuşak, üç kıta ya egemen olan bir İmparatorluğun küllerinden bugünün Modern Türkiye Cumhuriyetini çıkarmışlardır. O altın kuşağın lideri de Mustafa Kemal Atatürk olmuştur.

bottom of page