top of page

Düğmeli Evler Ormana Köyü

67431796_1317549495092941_82958978753306

     Bir yıl boyunca çalışıp bir iki haftalık yaz tatilini deniz kıyısında, deniz, kum ve güneş üçlüsüyle yaşayan insanlarımız pek çoktur aramızda. Hiç bir iş yapmadan sırt üstü yatarak, zamanlarını yemek ve içmekle tüketen bu insanlar tatil yaptıklarını sanırlar. Oysaki bu olgu onları ancak değersiz, anlamsız veya sıradan yapmaktan bir adım öte götürmez. Gezmenin de bir tür sanat olduğu öğretilmelidir bu insanlarımıza. Gidip gördükleri bölgeyi veya ülkeyi tüm kültürü ile tanımak gerçekten zorlu bir süreçtir. Çünkü hem aydın sorumluluğu ister hem de zaman ayırmak gerekir. Buna karşılık ölümsüz izlenimler bırakabilir insanların hafızalarında. Kuşadası’na gidip Efes’i gezmemek veya İstanbul’a gelip te Kapalı Çarşıyı görmemek ne kadar büyük bir eksiklik ise Antalya’ya gidip Aspendos’u veya düğme evlerini görmemek te işte o kadar eşdeğerdir bana göre.

     Yeni yerler keşfetmek hayatın bir parçası olmalıdır aslında. İşte bu nedenle düğmeli evleri keşfetmek gerek. Kulağıma düğmeli evler de neredeymiş sorusu gibi geldi bir anda. Akdeniz’e yakın bir yerde diyelim kısaca. Antalya’ya 170, Manavgat’a ise 60 kilometre mesafede. Antalya şehir merkezinden 2,5 saat, Manavgat’tan ise tam bir saat uzaklıkta. Ormana, Akseki ilçesinin İbradı nahiyesine bağlı eski bir köy. Doğdukları köyü unutmayanların beldesi olarak biliniyor. Bu nedenle köyün girişine bir tabela bile konmuş. Köy köy değil de el değmemiş doğasıyla Torosların kuytusunda saklanmış, yeşillikler içinde bir cennet gibi çıkıveriyor gezginlerin karşısına. Ormana Köyü eski bir Yörük köyü. Ancak bunlar göçerlikten yerleşik hayata geçmiş Yörükler. Bölgeye yerleşimin Osmanlılar devrinde, padişah tarafından dışarıdan getirilerek yerleştirilen insanlar tarafından başlandığı söyleniyor. Ormana Köyü, aynı zamanda, antik Yunan’dan kalan Erymna antik kentinin de kurulduğu yer olarak biliniyor. Antik kentin harabeleri hala çevrede görülebiliyor. Zorlu doğası nedeniyle tarıma uygun olmayan köyde hayvancılık, özellikle de keçi çobanlığı yoğun olarak yapılmış ama köy, yıllar içinde çok fazla göç vermiş. Bu işin güzel olan tarafı ise göç edenler köylerini hiç unutmamış.

    Gelelim düğme evlerin hikâyesine. Evlerde uygulanan mimariden dolayı bu evlere ‘’Düğmeli Evler’’ adı verilmiş. Kullanılan ana malzeme, köyde bol bulunan yöresel ağaç ve taş. Bu evlerin en büyük özelliği ise harç veya çimento gibi herhangi bir yapıştırıcı malzeme kullanılmadan yapılmış olması. Evlerin iskeletleri Lübnan Sediri olarak da bilinen Katran ağacından kesilen tahtaları birbirinin içine kenetlenecek şekilde iskelet olarak kullanıp üzerlerinin taş ile kaplanması. 60-70 cm genişliğindeki taş duvar asıl taşıyıcı gibi görünse de aslında yapıyı ahşap iskelet taşır. İskeletin duvarın dışında kalan hatıl uçları, evlerin üstünde düğme görüntüsü veriyor. Bu evler genellikle iki katlı ve kalın taş duvarlı. Bu nedenle hem depreme dayanıklı hem de kendinden ısı yalıtımlı. Hiç bir koruma olmadan yüzlerce yıl çürümeden görevlerini yerine getiriyor. Bu evler Ormana Köyünü Akdeniz’in Safranbolu’su haline getirmiş durumda. Ormana köyünde 300’den fazla bu nitelikte tarihi ev bulunuyor. Aralarında 300 yaşına ulaşmış olanlar da var. Evlerin kimisi yıkılmaya yüz tutmuş, kimisinde ise hala yaşam sürüyor. Bir kısmı da restore edilmiş durumda. Bu düğmeli evler, aynı zamanda yerel bir kültürün doğal çevre koşullarıyla bağlantısını en açık şekilde gözler önüne seriyor. Köy, kültür mirası statüsüne bulunduğu için bu evlerin restorasyonlarının da aslına uygun yapılması gerekiyor. Bu nedenle köye gönül verenler Ormana Active Projesi ile tarihi düğmeli evleri restore ederek turizme kazandırmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda 3 ayrı düğmeli ev (Berberoğlu evi, Doğan Konağı, Aktepe evi) restore edilerek, konaklama ve restoran hizmetine açılmış. Yani bugün Ormana köyünün oteli ve restoranı da bulunuyor. Ekolojik turizm kapsamında yöre halkından temin ettikleri peynirleri, keçi sütünü, yumurtayı, balı kahvaltılarında misafirlerine sunuyorlar. Tesisin çalışanlarının tamamı köyün yerlilerinden oluşuyor. Yani tesis köyde istihdam da yaratmış. Durun daha bitmedi. Bu köy içinden Turizm ve Kültür Bakanı bile çıkmış şu anda. Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy, rahmetli Ali Haydar Ersoy’un oğlu. Ali Haydar Ersoy ise Ormana Köyünde doğan ünlü ve bir o kadar da varlıklı bir iş adamı. Bir yıl önce vefat eden Ali Haydar Ersoy, Mehmetçik Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, Darüşşafaka, Darülaceze, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlığı ve Ormana Köyü için büyük bağışlar vasiyet eden bir hayırsever. Ali Haydar Ersoy'un çocuklarının Ormana için güzel ve yararlı düşünceleri var.

219-1.jpeg

Ormana, gerçekten görülesi bir yer. Ormana topraklarının da kestane yetiştirmeye çok uygun bir karakteristik yapısı var. Köyde 900 yaşında Arapastık kestanesi gibi çok sayıda kestane ağacı bulunuyor. Köyün hemen yanı başında Eynif Ovası uzanıyor. Bu ova da serbestçe dolaşan hayvanlar ise hüzünlü yılkı atları. Bahar ve yaz aylarında sadece bu yılkı atların fotoğraflarını çekmek için dahi gelinebilir bu topraklara. Ormana’ya 7-8 km uzaklıkta ülkemizin en büyük yeraltı gölü olan Altınbeşik Mağarası ve Milli Parkı yer alıyor.

Derin ve sarp Manavgat Vadisi’nin batı yamacında bulunan alan mağaraya kadar araç ile gidiliyorr. Bölgede Oymapınar Barajı’yla ilgili araştırmalar yapılırken, Dr. Temuçin Aygen tarafından bulunmuş. 1966-67 yıllarında İngiliz ve Fransız mağaracılar tarafından kamuoyuna tanıtılmış. Altınbeşik mağarası içerisinde bulunan bol oksijenin sağlık üzerinde çok olumlu etkileri olduğu uzmanlarca ifade ediliyor. Orta Torosları oluşturan Giden Gelmez Dağları'nın eteğinde bulunan Üzümdere Milli Parkı da bir doğa harikası. Kanyonun ortasından geçen dere, çevreye can suyu oluyor.

    

 

220_1.jpeg

   Kanyon, özellikle sonbahar mevsiminde büründüğü hazan renkleri ile fotoğraf meraklılarına güzel kareler yakalama fırsatı yaratıyor. İbradı kervan yolunun Kesikbel mevkiinde bulunan Selçuklu Kervansarayı harabelerinin de sadece temel taşları kalmış.

     Bir başka gezi rotasında buluşmak üzere şimdilik hoşça kalın.

bottom of page