top of page

BEN ŞARABI SEVMEM

AMA EZİLENDEN YANAYIM

Üzüm.jpg

     Arkadaşlar, biraz geç olsa da bu kez farklı bir gezi rotası tasarladım sizlere. Bu rotanın temeli üzüm üzerine kuruldu yani aramızda ezilenler oldu. Hemen suratınızı asmayın, sözün gerisini de bir dinleyin. Taze üzüm suyundan fermantasyon (mayalanma) yöntemiyle üretilen şarap var bugün gündemimizde. İzleyeceğimiz rota üzerinde sadece üzüm değil, zeytin ve enginar da var unutmayalım bu arada. Bu kez yolculuğumuz İzmir’in bekçiliğini yapan Karaburun yarımadasının tam ortasına. Yani sanatçılar diyarı Urla’ya. Yunanlı şair Seferidis’in, Şarkıcı Tanju Okan’ın ve ünlü yazarımız Necati Cumalı’nın mekânına uzanıyoruz. Bir tarafta deniz, tarih ve kültür mirasımız diğer tarafta kekik ve ada çayı kokan topraklarımız bizleri mest edecek bu yolculukta. Yol kenarlarında zeytin ağaçları, yer yer enginar tarlaları bize eşlik edecek akşam sofralarımızda. Dağlar tepeler bin bir çeşit ottan geçilmiyor. Bizim rotamız ise sürekli bağların içinden geçiyor bu arada.

      Şarap, tüm alkollü içkilerin en eskisi ve en doğal olanı. Şarap deyip geçmeyin, kim bilir kaç tür şarap vardır da demeyin. Sizlere bu konuda kısa bir bilgi vereceğim bu hususta. Öncelikle kaç tür şarap olduğunu öğrenelim. Beyaz, Pembe, Kırmızı diye renklerin adını vermişler. Bu arada laciverti es geçmişler. Bunun dışında kızınca köpüreni de var içlerinde. Şarapları birbirinden farklı kılan özelliklerin neler olduğunu anlamak için önce üzümlerin nasıl olgunlaştığını bilelim. Üzümün olgunlaşmasında iklim öncelikli bir faktör. Bu nedenle serin iklimli bölgeler, az güneş gördüğü için, üzümlerin rengi koyulaşmıyor. Bu bölgelerde kırmızı şaraptan çok beyaz şarap üretiliyor. Bu işin en heyecanlı ve zevkli dönemi ise bağbozumu. Bağbozumu mevsimi, Ağustos ayının ikinci yarısından başlayarak, Ekim ayının sonuna kadar devam ediyor. Bundan fazla teknik bilgi ise insanı sarhoş ediyor.

     İlk üzüm fidanını M.Ö. 1000 yıllarında İyonyalılar dikmiş. M.Ö. 550’li yıllarda ise Lidyalılar toprağı işlemiş. Bunu gören Persliler, geri kalmamak için M.Ö. 350’lerde bu toprağı gübrelemiş. Romalılar, biraz sulu insanlardı. İnanmazsan bak, Neron’da Roma’yı yakmıştı. Bunu gören Brutus, M.Ö. 150 de yangını söndürmek için bağları sulamıştı. Bizanslılar ise barbardı. M.S. 750’lili yıllarda onlar asmaları budayarak kesip biçmiş. Lale devrini yaşayan Osmanlılar ise tam bir keyif adamlarıydı. Bu güzelliği sadece yaşayıp sürdürmüşler. Oyunun sonuna yetişen Türkler, kadınla şarabın ruh ikizi olduğunu keşfetmişler.

U.B.Y.HARITA.jpg

     İzmir’den Çeşme’ye giderken sakin, huzur dolu bir sahil kasabası düşleyin. Denizin lacivert suları gönlünüzü çelerken, her nefes alış verişinizde doğanın enfes kokusunu içinize çekerken, yer yer zeytin ağaçlarının o mistik atmosferini ruhunuzda hissederken, bağlarla örülü yem yeşil vadilerde özgürce dolaşırken asma yapraklarına rüzgarın öpücük kondurduğunu duyumsayacaksınız. Güm batımında yorgunluğunuzu bir kadeh güzel şarapla atıp sıkıntılarınızı unutacaksınız. İşte farklı dediğim rota bu rota. Ezilenlerin rotası, adı Urla Bağ Yolu Rotası. Bu yol üzerinde kurulmuş bağlarda, Fransız şaraplık üzümlerinden; Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrak (Şiraz), Chardonnay, Alicante Bouchet, Sangiovese ve Nero D’avola üzümleri yetiştiriliyor. Türk menşeili şaraplık üzümlerden ise Boğazkere. Bornova Misketi ve Sultaniye üzümlerinin yeni nesilleri geliyor. Bağların bazılarında şarap tadımı yapılırken, perakende şarap satışı da yapılıyor. Bazılarının ise özel şarap evleri bile var. Bu şaraphanelerde saatlerce oturulur, sohbet edilip, kitap okunur. İçlerinde konaklama tesisi olanlar da var. Azra Erhat’ın, “Mavi yolculuğu anlatmak zordur, mavi yolculuğu yaşamak gerek” sözleri gibi, Urla Bağ Yolu da anlatılmaz onu yaşamak gerekir.

indir.jpg

Rotamız üzerinde Urla’ya en yakın olan Urlice Şarapçılık, “Urlice Vineyards” adı ile markalaşan butik bir şarap üreticisi. Uluslararası pazarlarda da kendini kabul ettirmiş. Özellikle kırmızı şaraplar Fransız meşe fıçılarda en az iki yıl, şişe de ise minimum 18 ay bekledikten sonra satışa sunuluyor. Organik sertifikasyonu ise bir İsviçre firması olan Bio-Inspecta tarafından gerçekleştirilmekte. Perakende satış dükkânı ve kafesi yaz kış her gün açık olup, ön rezervasyon ile akşam yemeklerinde de müşteri kabul ediliyor. İtalyan yemeklerinde iddialılar ve şarap menüleri de var. Çalışma Saatleri; Hafta içi ve Pazar 11.30-21.00 Cumartesi 11.30-22.00 İletişim; 0232 754 68 59 Adres; İçmeler Mahallesi ​1168 Sokak No:7, Urla - İzmir. 

banner2.jpg

     Rotamız üzerinde en büyük bağ evi ise Urla Şarapçılık. 550 dönüm arazi üzerinde kendi kontrollündeki bağlarda yılda 150-200 bin litre üstün kalitede şarap üretiyor. Urla’nın antik üzümlerinden Urla Karası ve Gaydura’yı sisteme adapte etmişler. Hedefleri, şarap kültürünü yeniden canlandırarak Urla’nın geçmişini geleceğe taşımak ve bölgeyi Türkiye’nin Toskana’sı yapmak. Bağ evinde şarap tanıtımı ve tadımı rehber eşliğinde ücretsiz yapılıyor. Ayrıca perakende satış dükkânı da var. Öncelikle beyaz şarap severlere bir tavsiyem var. Beyaz üzümlerin kraliçesi Urla Chardonnay. Pirinç sarısı rengindeki bu şarap, uzun bir bitime sahip. En büyük sürpriz ise iki odalı konaklama tesisi. Hayallerinin dünyasını günümüz dünyası ile buluşturmuşlar. Bağlar, şaraphane, hasat zamanları, tadımlar, komşu bahçede yetiştirdikleri bin bir çeşit bitki örtüsü, yürüyüş parkuru, Urla ve bütün bu coşkuyu misafirleri ile paylaşmayı sağlayan iki odayı konaklama tesisi yapmışlar. İletişim; 0232 759 01 11 E-Posta; info@urlasarapcilik.com.tr. Adres; 8028 Sok. No:12 - 35430 Kuşçular Urla – İzmir.     

     Usca Şarapçılık ise yörenin antik üzümü olan “Foça Karası” ile imzasını atmış sektöre. USCA’nın şarap markası, “Sonnet”. Bu isim, William Shakespeare’in sonelerinden ilham alınarak konmuş. Farklı şaraplara, “Sonnet 8”, “Sonnet 5” gibi isimler verilmiş. USCA’nın hedefi, şarap yapımında geleneksel yöntemleri kullanarak üretimin tüm aşamalarını gelişmiş teknolojiler ile denetlemek. USCA, yıllık 30 bin litre üretim yapan butik bir üretici. Rezervasyon yapılarak bağ yürüyüşü, şarap yapma süreci, şaraphane gezimi ve tadımı yapılabiliyor. İletişim; 0232 759 00 99 E-Posta; info@usca.com.tr. Adres; 8033 Sokak No:1 Kuşçular köyü Urla – İzmir.

     Bölgede yer alan bir diğer üretici MMG Şarapçılık. En önemli özelliği üzümlerin gece toplanması. Üzüm asmadan kesildikten hemen sonra değişime başladığı için bir an önce işlenmesi gerekir. Bu nedenle gece toplanması tercih sebebi. MMG Şarapçılık, üretim sürecinde yer çekimi kuvvetini kullanarak aktarma ve manuel presleme gibi geleneksel üretim tekniklerini kullanarak yılda 25 bin şişe şarap üretiyor. “Şatomet” ve “Bornova Misketi” ise en ünlü şarapları. Tesisin yeri biraz farklı. Seferihisar yoluna girip yaklaşık 5 km gittikten sonra sola Gödence köyü yoluna saparak ulaşıyorsunuz. Sapaktan 2 – 3 km sonra tepeye kurulmuş bir şarap üretim yeri çıkıyor karşınıza. Tadım salonunun dışında 300 kişilik bistro stili ve 60 kişilik bir restoranı da var. İletişim; 0232 776 63 66 – 0533 420 23 53 Haftanın her günü saat 12.00 – 18.00 arası misafir kabul ediliyor. Adres; Gödence yolu 40 Bademler Köyü Urla – İzmir.

   Mozaik Şarapçılık ise “Mahrem” markası ile bütünleşmiş. Katıldıkları uluslararası yarışmalardan da ödül alarak dönmüşler. Bağlarında Syrah, Sangiovese, Corinto, Montepulciano, Petit Verdot, Tannat, Marselan, Ekigaina, ve Rebo olmak üzere 9 çeşit kırmızı üzüm yetiştiriyorlar. Özel geliştirdikleri budama tekniğiyle Türkiye’de, kurulu bir sulama sistemi olmayan tek bağ olarak gösteriliyor. İçinde bir at çiftliği de var. Haftanın yedi günü 11.00-17.00 arası ziyaret ediliyor. İletişim; 0232 465 0321 e-mail; info@mozaiksarapcilik.com. Adres; 8018-2 Sokak No.6 Kuşçular Mahallesi Urla - İzmir.

      Limantepe Şarapçılık, emekleme aşamasında. Yani bağlarının temeli yeni atılmış durumda. Önümüzdeki yıllarda üretime başlayacaklar. Projelerinde restoran ve iki odalı konaklama tesisi de bulunuyor. İletişim; 0850 441 37 20.

Urla_Bağ.jpg

URLA Bagevi Vineyard, Urla yarımadasının en dar yerinin tepe noktasında bulunan Yağcılar Köyünde bulunuyor. Köy, Urla’ya 10 dakika uzaklıkta yer alan sevimli bir orman köyü. Köyün insanlarının bir kısmı  bağcılığı geliştirerek ağırlıklı olarak Cabernet Sauvignon üzümü yetiştiriyorlar. Bu bağların arasında yer alan 6 odalı Urla Bagevi Vineyard, butik otel hizmeti vererek misafirlerini ağırlıyor. 

   Bağ evinin sahibesi Sema Akbay’ın mesleği moda tasarımcılığı, eşi Serhat bey ise mimar. Ailenin bu butik işletmeye yaptıkları katkı her alanda kendini hissettiriyor. Bu özel konaklama tesisi, dört mevsim hizmet veriyor. Yemyeşil bahçesi ve muhteşem manzarasıyla dikkat çeken otelin tüm konaklama birimleri, ihtiyaçlarınıza göre dizayn edilmiş. Bağ Evi, yöresel şaraplarıyla birlikte zengin bir et mutfağı ile de müşterilerine hizmet sunuyor. Tek kelimeyle müşterilerine değer veren ayrıcalıklı bir tesis. The New York Times’ın 2016 yılında seçmiş olduğu “Dünya Turizminin En İyi 52 Özel Yeri” arasında Urla Bagevinin de yer almış olması, övgülerimizin ve beğenimizin kişisel ve tesadüfi olmadığını kanıtlıyor. İletişim; 0232 764 80 64 Adres; Yağcılar Köyü 9005 sokak No: 13 Urla – İzmir.

      Başka bir rotada buluşmak üzere kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın.

bottom of page