top of page
yalova

       Yalova, doğal güzelliklerinin yanı sıra geçmişi oldukça eskiye dayanan bir kentimizdir. Bölgedeki ilk yerleşim, M.Ö. 3 bin yıllarına dayanır. Hititlerden Friglere, Romalılardan Osmanlılara kadar birçok millete ev sahipliği yapmıştır. 14. yüzyıldan itibaren Türk kültürü ile tanışan bu topraklar, tarih boyunca kaplıcaları ile anılmıştır.

    

     Marmara denizinin doğu kıyılarında yer alan bu şirin ilimizde üç adet Atatürk köşkü bulunmaktadır. Bu köşkler Yürüyen Köşk, Termal Atatürk Köşkü ve Tigem Atatürk Köşkü isimleriyle anılır. Bu nedenle kentin ismi Atatürk ile bütünleşmiştir. Gazi Mustafa Kemal, 1927 yılında Yalova’yı ziyaret etmiş ve bugün Devlet üretme çiftliği olan eski Baltacı çiftliğinde iki katlı ahşap bir köşkte konaklamıştır. Bu ev Atatürk’ün Yalova’da ilk evi olur. Baltacı çiftliğindeki ev, bugün Atatürk ve Çocuk Müzesi olarak hizmet vermektedir. Atatürk banyolara geldiğinde burada kendisine bir ev yapılmasını istemiştir. İstediği ev, 38 günde tamamlanır. Termal kaplıca vadisinde bulunan köşk, tamamen ahşaptan yapılmış olup, iki katlıdır. Üç şeref salonu ve onbir odası bulunmaktadır. Atatürk, Türk Dil Kurumu, Türk tarih Kurumu, Kur’an-ı Kerim’in Türkçeleştirilmesi, meslek okulları, zeytincilikle ilgili çalışmalarını ve Serbest Cumhuriyet Fırkasının kuruluşu ile ülkenin çok partili yaşama geçiş planlarını, bu   evde yapmıştır. Köşk, döneminde kullanılan eşyaları ile birlikte müze olarak kullanılmaktadır. Köşk’te bulunan Nurettin Niyazi imzalı Kurşunlu banyo ve kadınlar tablosu, Ayvazoski imzalı, bir dağ yamacı ve bazı hayvanları temsil eden bir tablo, İran ve Hereke halıları ile Yıldız porselen, Fransız, Japon ve Çin vazoları görülmeye değer objeler bulunmaktadır. Termal Atatürk Köşkü, TBMM Milli Saraylara bağlı olarak hizmet vermektedir. Atatürk, yatıyla Bursa’ya doğru gelirken, Yalova sahilinde ulu bir çınar ağacı görür ve ağacı incelemek için kayıkla karaya çıkar. Çınar ağacının muhteşem görüntüsüne hayran kalır ve burayı satın alarak çiftlik kudurur. Tarımda modern teknikleri kullanılması, çevre üreticilere örnek olması ve onların nitelikli fidan, fide, damızlık ihtiyaçlarının karşılanması için kişisel mülki olan bu çiftliği amacına uygun düzenletir. Çiftlik içinde, deniz kıyısında, iki katlı mütevazi bir ev yaptırır. Yalova’ya geldiğinde artık bu evde konaklamaktadır. 1930 yılında bir pazar günü, Atatürk çınar ağacının fazla büyüdüğü ve ahşap evin duvarına zarar verdiği için bir dalının kesileceğini fark eder. Ağacın dalını kesmek üzere olan bahçıvanına ''Sen hayatında hiç böyle bir ağaç yetiştirdin mi?” diyerek azarlar. Derhal emir verir. Ağaç kesilmeyecek, korunacak ama evin yeri değiştirilecektir. Dönemin şartlarına göre oldukça ütopik gibi görünmesine rağmen, bu emir uygulanır ve köşkün altına yerleştirilen raylar ile yaklaşık 5 metre kaydırılır ve ağacın dalı kesilmekten kurtarılır. Köşkün bahçesi Atatürk'ün yurttaşlarla sohbet ettiği bir yer olarak önem kazanmıştır. Atatürk’ün çevre duyarlılığının bir simgesi olan Yürüyen Köşk, halen müze olarak kullanılmaktadır. Yalova Devlet Hastanesine yakın olan bu köşk iyi tanıtılmadığı için fazla ziyaretçisi yoktur. Yalova’dan körfeze doğru gideceksiniz. Bulmak için de ancak birkaç kez sormanız gerekebilir. Adına köşk dense de aslında iki katlı, ahşap, mütevazi bir evdir.

     Yalova merkezindeki Rüstem Paşa Cami, 17. yy da Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Osmanlı mimarisinin klasik örneklerini taşıyarak günümüze kadar gelen cami kare plan üzerine kubbeli olarak yapılmıştır. Marmara depremi sırasında zarar gören minaresi onarılmış ve tekrar ibadete açılmıştır. Açık Hava Müzesi de Yalova ili merkezindedir. Bizans, Roma ve Osmanlı dönemine ait eski eserleri barındıran müzede ayrıca Yalova’nın çeşitli bölgelerinde yer alan tarihi eserlerin maketleri de sergilenmektedir. Karaca Arberetumu ise görülmesi gereken tabii güzellikler arasındadır. Yalova-Termal karayolu üzerinde, il merkezine 5 km mesafede Samanlı köyü içerisinde bulunan botanik bahçesi, 135.000 m2 lik bir alan üzerine kurulmuştur. İçerisinde kaya bahçeleri, bitki bahçeleri, iris bahçeleri, gül bahçeleri, minyatür bitkiler, Türkiye doğumlu bonsai bitki koleksiyonlarını görebilirsiniz. Arberetum içerisinde tahminen 5 bin odunsu, bir o kadarda otsu rizomlu ve soğanlı bitki mevcuttur. Hayrettin Karaca’nın önderliğinde TEMA Vakfı tarafından kurulan bu tesis, faaliyetleri için gerekli olan finansmanı, Karaca Arberetum da bulunan Karaca Arberetum Fidanlığının gelirleri ile karşılamaktadır. Fidanlık haftanın her günü açıktır. Bölgede görülmesi gereken önemli sağlık tesisleri yani Yalova’nın termal kaplıcaları, Türkiye’nin 1.derece önemli kaplıcaları arasında bulunmaktadır. Roma ve Bizans döneminde yapılan Yalova Termal Kaplıcaları, il merkezine 12 km mesafededir. Termal Tesisleri’nin girişinde, Yedi Havuzlar denilen bir çağlayan bulunmaktadır. Çeşitli, renkli ortancaları ile ünlü Termal’de, çok nadide ağaçlar bulunmaktadır. 39 çeşit yaprağını döken ağaç, 26 çeşit yaprağını dökmeyen ağaç, 25 çeşit yaprağını döken ve sürekli yeşil çalı ve 18 çeşit sarıcı ve örtücü bitki vardır. Güney Park çam, manolya ve değişik türde ağaçlar içinde cennetten bir köşe şeklindedir. Kaplıca tesisleri içerisinde Sultan banyo, Valide banyo (Valide Hamamı, Bizans Kralı Constantinus döneminde 6 kubbeli olarak yapılmıştır. Halen 3 kubbesi yoktur. Osmanlı döneminde Sultan Mecid tarafından onarılmış ve annesi burada tedavi gördüğünden Valide Hamamı adını almıştır), Kurşunlu banyo (Kurşunlu Hamam, 16 yüzyıl önce Bizans İmparatoru Iustinianos tarafından yaptırılmıştır. Afet ve savaşlar nedeni ile zamanla toprağa gömülmüş olan Kurşunlu Hamam, 1990 yılında Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in emriyle onarılmıştır. Hamamın üstü kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Hamam adını almıştır. Banyonun dış cephesinde mermer üzerine Osmanlıca yazılmış bir kitabe bulunmaktadır) ve Köylü hamamı gibi tarihi banyolar mevcuttur. Tarihi kurşunlu hamamı içinde sauna ve açık yüzme havuzu bulunmaktadır. Tesis bünyesinde şifalı mide suyu, göz suyu ve ayak suyu olarak adlandırılan şifalı sular mevcuttur. Mide ve bağırsak hastalıklarında, kronik gastrit, bağırsak hastalıkları, spastik kolit ve bağırsak salgısı ve safra yetersizliğine bağlı ishallerde, asabi kaynaklı kabızlık, bağırsak parazitleri ve yumuşak doku romatizmaları için şifalı olduğu kanıtlanmıştır. Bunun dışında Termal bölgesinde Atatürk termal köşkü de bulunur. Çevrede bir çok otel mevcuttur. Büyük Otel ve Büyük Gazino olarak bilinen eski bir otel 1907 yılında yabancı sermaye tarafından yapılmıştır. 1.Paylaşım Savaşından sonra uzun bir süre bakımsız kalan otel, 1929 yılında yenilenmiş ve ilk misafiri de Atatürk olmuştur. 1980 yılında Turizm Bakanlığına devrolunan otel tekrar unutulmuş ve sonunda kapatılmıştır. 2008 yılında yap işlet devret modeli ile Limak Şirketi tarafından alınan otel, 2 sene içinde eski haline getirilerek Termal Turizmine kazandırılmıştır. 48 odası bulunan otelin oda numaraları 1881 den başlayarak 1938 kadar numaralanmıştır. Kaplıcalar çevresindeki Gökçedere ve Üvezpınar mahallelerinde çok sayıda konaklama ve yeme içme tesisleri de mevcuttur. Ayrıca Yalova’ya 50 Km. Mesafede Armutlu Kaplıcaları da görülebilir. 

    Bölgede doğal güzellik arayanlar Sudüşen Şelalesini de gezebilir. Üvezpınar köyünden 8 km uzaklıktaki bu şelale ve çevresi eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. Şelaleye giden yol, mükemmel bir yürüyüş parkurudur. Aynı ifadeyi taşıt araçları için söylemek maalesef mümkün değildir. Yağmurlu havalarda yol araçlar için çamur banyosu yerine geçeceği için dikkatli kullanılmalıdır. Şelale'ye çıkan yol güzergahında eşsiz bir baraj gölü, deniz ve doğa manzarası vardır. Tarihi eser olarak Kara Kilise de görülecek mekanlar arasında yer alır. Çiftlikköy ilçesinde bulunan Kara Kilise, Doğu Roma döneminden kalma bir yapı olması sebebiyle Yalova’nın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasındadır. Dipsiz Göl tabii güzellik sevenlerin görmesi gereken bir yerdir. Teşvikiye beldesine 10 km. Mesafede olup yolu asfalttır. Yalova Orman İşletme Müdürlüğü, Çınarcık Orman İşletme Şefliği sınırlarında yer alan Çınarcık İlçesi, Teşvikiye beldesi, Erikli yaylasında yer almaktadır. Yalova istikametinden gelecek kullanıcılar, Çınarcık, Teşvikiye güzergâhını takip ederek, Armutlu, Gemlik; Bursa istikametinden gelecek olan kullanıcılar yolu asfaltlanmış olan Hayriye, Selimiye köyleri ve Delmece yaylası istikametinden kent ormanına ulaşabilirler. Kent ormanından 2,5 Km mesafede 530 metre rakımda bulunan büyük dipsiz göl ve bu gölden 1,5 Km mesafede 570 metre rakımda olan küçük dipsiz göl çevrelerinde bulunan zengin orman florası ve yaban hayatı yönünden yedi göller bölgesindeki güzellikleri aratmayacak niteliktedir. Bunların yanı sıra yayla turizmi de vardır. Bunun için sizlere, Erikli ve Delmece yaylalarını tavsiye edebilirim. Deniz turizmi açısından Çınarcık, Esenköy ve Armutlu sahilleri, plajları, kampları ve piknik alanları görülebilir. Özellikle Yalova' ya 17 km uzaklıktaki Çınarcık İlçesi, plajları ve eğlence mekanları ile bölgenin önemli tatil merkezlerindendir. Eski Rum köylerinden biri olan Esenyurt’ta görülecek yerler arasında bulunmaktadır. Yalova sözü geçtiğinde Kocadere’yi unutmamak gerekir. Kurtuluş Savaşı sırasında 29 Nisan 1921 tarihinde Kocadere Köyünde 880 kişinin ölümüne neden olan bir katliam yaşanmıştır. Kocadere, tamamen yıkılmış ve Kurtuluş Savaşı sonrasında gelenler ile köy tekrar eski günlerine dönebilmiştir. Bu nedenle köyde her yıl 29 Nisan tarihinde, Kocadere Şehitlerini Anma Günü düzenlenmektedir. Bölgeyi ziyaret edenlerin, Çınarcık ilçesine bağlı bir belde olan Kocadere’yi ve bu katliam için yapılan anıtı görmesi gerekir.

   

    Yalova güzel ve şirin bir kentimizdir. 1999 yılı depreminin olumsuz etkilerini kısa zamanda gideren bu ilimiz, konaklama tesisleri ve yeme içme mekanları bakımından çeşitli alternatiflere de sahiptir. Şehrin kendine özgü yemek çeşitleri de bulunmaktadır. Örneğin; Yumurta tiridi, yaprak pidesi, termal tatlısı, Yalova köftesi, Pavli (haşlanmış lahana yaprağı kökü), papara (mısır unundan yapılan çorba), luhu şuşkey (mısır ekmeği doğranmış lahana yemeği), Çubiyiş gayi (kestane yemeği), Meçavçevi tepsi (cevizli hamur tatlısı) gibi özel yemek ve tatlı çeşitleri de vardır. 110 km’lik bir sahil şeridine sahip olan bu ilimizin önemli özelliklerinden birisi de çiçekçiliktir. Seralarında çeşitli iç ve dış mekân süs bitkileri yetiştirilir. Şehir merkezindeki kâğıt müzesi de gezilecek yerler arasındadır. İlk kâğıt müzesi olan İbrahim Müteferrika Kâğıt Müzesi, kâğıdın tarihini gerçek eserlerle birlikte görebileceğiniz sevimli bir müzedir. Özellikle çocuklar görevliden bilgi aldıktan sonra selülozdan kendi kağıtlarını da üretebilmektedir. Yalova küçük bir il olasına rağmen yapacağınız kısa bir gezi ile bakir doğanın içine konuşlanmış sayısız küçük köylerden, dere yataklarından, ormanların kenarından geçersiniz. Seyir tepelerinden, şelalelerden ve yaylalardan nefis görüntüler elde edersiniz. Bu şehrimizde her mevsim ayrı güzellikler keşfedebilirsiniz.

   

     Atatürk, 11 Haziran 1937’de şahsına ait bütün taşınamaz mallar gibi bu köşkleri de Türk Milletine bağışlamıştır.

   

       Şimdi sıra geldi ya bir hafta sonu ya da günübirlik Yalova gezisi düzenlemeye.

bottom of page