top of page

SİNOP

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
  • YouTube Social  Icon
  • Pinterest Social Icon
  • Instagram Social Icon
Sinop'tan panoramik bir görüntü

1. Gün: İstanbul’dan çıktıktan sonra rotamızdaki ilk hedef otoyola girip, Bolu Gerede sapağından çıkmak. İlk etapta Kadıköy’den 300 km.lik bir yolumuz var. Otoyoldan çıkıp Gerede'ye saptıktan sonra Gerede öğretmenevi karşısında (Atatürk Bulvarı 72 noda) bulunan Kebapbank'ta öğle yemeği molası veriyoruz. Özellikle kuzu döşü dolmasının tadına bakmanızı öneririm. Yemeğimizi yedikten sonra Gerede'den ayrılıp Samsun yolu üzerinden Ilgaz'a doğru hareket ediyoruz. 160 km lik bu ikinci etap yolumuz yaklaşık iki ikibuçuk saat sürecek. Saat 3-4 gibi Ilgaz'a varmayı planlıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gece konaklamamız yukarıda resmini gördüğünüz Mountain resort Ilgaz Otel'de olacak. Ilgaz’dan 25 km sonra Milli Parkın içinde çok güzel bir tesis. İki kişi O.K. 160.TL. Dağa tırmanırken Derbent anıtında 5 dakika mola.

 

2. Gün: Sabah yapacağımız güzel bir kahvaltının ardından Kastamonu'na doğru yola çıkıyoruz. Ilgaz-Kastamonu arası 66 km. Ama yolun 21 km dün geçtiğimiz için bugün 45 km.lik bir yolumuz var. Bol virajlı Ilgaz dağlarını, milli parkı ve Anadolu'nun yüce bir dağı olan karlı Ilgaz zirvesini aştıktan sonra Kastamonu'ya ulaşıyoruz. Dönüş yolculuğumuzda burada bir gece kalacağımız için sadece ihtiyaç molası verip Taşköprü’ye doğru yola devam ediyoruz. Kastamonu Taşköprü arası 40 Km. yani kırk dakikalık bir yolumuz var. Şayet saat 11,30 oldu ise ve karnımızda acıktıysa doğru Çarşı içi, No:15 deki Yılmaz Kebapçısına Kuyu Kebabı yemeye ( 366 417 25 47). Biliyorsunuz bu bölgenin et yemekleri ünlüdür. Hele 15 Mayıs’tan sonra süt kuzusu çıktığında mutlaka yemelisiniz. Yemekten sonra yaklaşık 150 Km yani iki saatlik bir yolumuz kalıyor. Sinop’ta konaklamak için alternatiflerimiz fazla. 1.Alternatif Zinos Hotel. 0386 260 56 00 şehrin 2 km dışında Karakum mevkiinde deniz kenarında şirin ve otantik bir otel. 2.Alternatif Reis Otel. 0368 260 40 40 Meydan kapı Mah. Kurtuluş Cad.No:19 da denize yakın tam şehrin merkezinde bulunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3.Alternatif ise şehir merkezinden 2 km uzakta deniz kenarında özel plajı olan yukarıda resmini gördüğünüz Antik Otel. 0368 261 25 26 Gelincik Mah. Ordu Cad. Dalyan sitesindeki bu otel ise O.K. iki kişi 180 TL. Bana göre en uygun konaklama yeri. Manzarası, temizliği ve yemekleri gayet güzel. Üstelik küçük bir müzesi bile var. Şehir merkezinde Reis otel yakınında Mola Hotel, Hotel Boss, Sinopark gibi başka otellerde var. Odalarımıza yerleştikten sonra önce biraz dinleniyoruz. Arkasından Sinop merkezinde küçük bir şehir turuna çıkıyoruz. Şehirde ne trafik ışığı var ne de korna sesi. Akşam yemeği için tavsiye edilen mekân Sky Restoran. Deniz kenarında bulunan lokanta genelde balık ağırlıklı olmasına rağmen ızgara et çeşitleri de bulunuyor. Adres Âşıklar Cad. Rıza Nur Kütüphanesinin karşısı. Ama biz otelimizde yedik ve de memnun kaldık. 3.Gün: Otelimizde yapacağımız güzel bir sabah kahvaltısının ardından şehrin batısında ve merkezden 9 km uzaklıktaki Akliman’a gidiyoruz. Kilometrelerce uzayan ve 15-20 m genişliğinde bir kumsalla tanışıyoruz. Milli park statüsünde olan bu yerde ormanla denizin iç içe geçtiği bir piknik alanı da mevcut. Netice olarak iyi ki gelmişiz diyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Buradan çıkıp iki üç km daha batıya giderek yukarıda resmini gördüğünüz, Hamsiloz koyuna (fiyorduna) ulaşıyoruz. Doğa harikası bir yer olan koy, 1.derece doğal sit alanı ilan edilmiş. Bu koy deveci deresi adlı küçük bir akarsuyun ağzında yer alan 300-400 m.lik bir deniz girintisinin binlerce yıl önce çökmesi ve buzul aşındırması ile oluştuğunu öğreniyoruz. Türkiye'nin tek fiyordu da burası. Buradaki güzellikleri de gördükten sonra geri dönüp Karakum’a gidiyoruz. İsmini siyah renkli kumundan alan tabii plajda kısa bir tur attıktan sonra Paşa tabyasına uzanıyoruz. Şimdilerde turistik tesis olan mekânı gördükten sonra öğle yemeği için Teyze’nin Yerinde mantı yemeye gidiyoruz. Özellikle yarısı yoğurtlu yarısı cevizli mantıyı denemelisiniz. Gazi Cad. No:39. Sinop.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yemekten sonra M.Ö. 7 yüzyılda yapılmış olan Sinop kalesini geziyoruz. Kahvelerimizi kalede içiyoruz. Kale çıkışı alış veriş zamanı. Sinop’tan minyatür ahşap tekneler alıyoruz. Daha sonra Türkiye'nin Alkatraz'ı olarak bilinen Eski Sinop cezaevini gezebildiğimiz kadarı ile geziyor, burada yatan eski mahpusları yâd ediyoruz. Kulaklarımıza uzaklardan yankılanan “Aldırma gönül aldırma” şarkısıyla hüzünlenip Sabahattin Ali’yi anıyoruz. Akşam yemek için İskele Cad. No:4 teki Uğur Restoran veya aynı Cad. Rıhtım Sokak 18 numaradaki Saray Restorana gidiyoruz.

 

4.Gün: Sabah kahvaltısından sonra Sinop'tan İnebolu'ya doğru dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. 150 km lik bu güzel ve çok virajlı yolu 3 saate yakın sürüyor. Ayancık ve Abana'yı görerek gideceğimiz bu yol bir masal gibi olmasa da gerçekten güzel. Kayın ve Köknar ormanları ile deniz, yeşille mavi arasında bir alçalıp bir yükselen yol, her virajda bir başka güzellik sunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Beyaz şeritli İstiklal Madalyalı kayıkçıların memleketi olan İnebolu'da ise özellikle eski evlerin mimarisine dikkat ediyoruz. Eski İnebolu evleri üç katlı ve bahçeli olup genellikle bordo-beyaz renk boyalı. Çatıları ise denizden çıkarılan arduaz taşı ile kaplanmış. Bu devirde sayılarının oldukça azalmış gördüğümüzde üzülüyoruz. Bu şirin kasabayı tanımak için arabayla kısa bir gezi yaptıktan sonra ihtiyaç molası veriyoruz. Yanınıza bisküvi türü bir şeyler alırsanız iyi olur. Yolda karnım acıktı diye şikâyet etmeyin, çevrede fazla alış veriş imkânı bulamayabilirsiniz. Molanın ardından tekrar yola koyuluyoruz. Şimdi sıra meşhur İstiklal yoluna geldi. İstiklal savaşımızda Karadeniz'den İnebolu'ya gelen silah ve mühimmat bu yol üzerinden Anadolu'nun derinliklerine ulaştırılmıştı. 85 km.lik bu etap iki saate yakın bir zamanımızı alacak. Bu yol üzerindeki ilk hedef Küre kasabası. Bir tarafı orman diğer tarafı uçurum olan çok virajlı, inanılmaz güzel ve ürkütücü bol manzaralı yollardan geçiyoruz. Tepelere Şahin gibi konuşlanmış Küre kasabasını ve üzerimizde bakır madeni işletmesinin yük teleferiklerinde maden taşıyan kovalardan yola maden dökülmesini engelleyen çelik ağları görüyoruz. Ne yazık ki özelleştirildikten sonra diğerleri gibi bu işletmede de faaliyet durdurulduğu için ölümünü bekleyen yaşlı ve kimsesiz insanların terk edilmişliğine ortak oluyoruz. Yavaş ve dikkatli bir şekilde Küre dağlarını tırmanıyoruz. Ecevit hanını görünce hemen buraya girip molamızı veriyoruz. Bu muhteşem manzara eşliğinde yemeklerimizi yiyiyoruz. Yemekler çok güzel sayılmasa da idare ediyor. Moladan sonra yola koyuluyoruz. Küre dağlarını aştıktan sonra önce Seydiler kasabasına daha sonra ise İstiklal savaşında en fazla şehit veren ilimiz olan Kastamonu'ya ulaşıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kastamonu da ki konaklama yerimiz yukarıda resmi olan Uğurlu Konakları. Hisarardı Mahallesi Şeyh Şabanı Veli Cad. No:47 366 212 82 02. İki kişi Y.P. 180TL. Kastamonu kalesine çok yakın olan otelimizden çıkıp kaleyi geziyoruz ve şehri tepeden seyrediyoruz. Akşam otelimizde Kastamonu'nun değişik yerel lezzetleri ile tanışıyoruz. Uğurlu Konakları, toplam 1,5 dönüm bahçe içinde yer alan 2 adet geleneksel Kastamonu evinden oluşmuş güzel bir tesis. Yol cephesinde bulunan ve Uğurlu Konağı olarak bilinen konağın, 1850 ile 1860 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmekte. Aile büyüklerinin ölümünden sonra hemen hemen terk edilen konak, bakımsızlıktan ve dış etkenlerden, oldukça harap duruma düşmüş ve 2003 yılında konak Kastamonu Kalkınma Vakfı’na satılmış. Sonra konak turizm amaçlı değerlendirilmiş ve Gazi Üniversitesi Restorasyon kürsüsünde turizm amaçlı restorasyon projesi hazırlanmış. Ancak daha sonra diğer bazı konaklarla birlikte satılığa çıkarmış. Sonunda 2005 yılında İstanbullu turizmci ve sanat tarihçisi Gülsen Kırbaş tarafından satın alınarak bugünkü haline getirilerek turizme kazandırılmış. 5.Gün: Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra Kastamonu’dan Karabük’e doğru yola çıkıyoruz. İlk Hedef 116 Km.lik bu yol, daha sonra 82 km lik Gerede yolu bulunuyor. Bu yolları yaklaşık 3 saatte tamamlıyoruz. Beğendiğimiz yerde mola verdikten sonra Gerede'den Otoyol'a giriş yapıyoruz. Uygun bir yerde yemek molası verdikten sonra yaklaşık 300 km lik bu otoban yolu da tamamlayıp, hava kararmadan İstanbul'a ulaşıyoruz.  Fiyatlar, 2016 yılı ilkbahar fiyatları olduğu için yeni fiyatları öğreniniz.

bottom of page