top of page
MUTLULUK

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin ?

İşin kolayına kaçmadan ama

Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil

Ne de ak örtüde elmaların

Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin”

        Türk Dil Kurumuna göre mutluluk, kişinin hedeflerini gerçekleştirmesi, muradına ermesi ve isteklerini elde etmesi anlamına geliyor. Oysa bilim insanları yüzyıllardır mutluluğun ne anlama geldiğini tartışmış ama noktayı koyamamış. Kimi bir zihin, his, tutku çalkantısı ya da devinim olduğunu söylemiş, kimi şiddetli ya da uyarılmış zihinsel faaliyet olarak tanımlamış. Bazıları da mutluluğu bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, bir dizi hareket eğilimi olarak yorumlamış. Konunun uzmanları terminolojide anlaşamasalar bile insanlar; öfke, zevk, sevgi, utanç, üzüntü, korku ve mutluluk gibi özel duyguları yaşıyorlar doğdukları günden beri. Mutluluğu ele alacak olursak, o da bir duygu türü ama diğerlerine göre biraz daha karışık. Şahsi kanaatime göre de mutluluk, oldukça farklı elit bir duygu. Hatta fazla romantik olanlara göre sanat olarak da görülebilir belki de. Sanat ta olsa duygu da olsa biliyoruz ki mutluluk kesinlikle izafi. Bu yüzden ne şekli, ne boyu ne de ağırlığı belli değil. Ayrıca şahsa, mekâna ve zamana göre de değişken mi değişken. Bu yönü ile mutluluğu bukalemuna bile benzetenler çıkmış bugüne kadar. Günümüzde mutluluğun kaynağını bulan bir insan, petrol bulmuş kadar sevinebilir. Hele bir de paketlenip satılabilse, dünyanın en zengin insanı dahi olabilir.

     İnsanların mutlu olabilmesi için öncelikle kendilerini neyin mutlu edeceğini bilmeleri gerekir. Çünkü her insanın mutluluk kaynağının farklı olduğunu tahmin etmek çok da zor değil. Ayrıca aradığı mutluluğun kısa veya uzun süreli olması da farklı bir konu. Bana göre mutluluğu arayanların, öncelikle iç huzuruna kavuşmaları gerekli. İç huzuru ve kendisiyle barışık olmayan bir kişinin mutluluğu araması abesle iştigalden başka bir şey değil. Ayrıca huzuru ararken kendisini fazla yorması da doğru değil. Bir insanın mutluğu bulmasının ön şartı onu doğru yerde araması. Kısa süreli ve anlık mutluluklar, insanı yorar ve hatta ona zarar bile verebilir. Örneğin mutluluğu şişelerde, tozlarda ve haplarda arayan kişiler gibi. Mutluluğun sürekli olma hali ise en çok talep edilen şekli. Uzun süreli mutluluklara ulaşmak için hedefleri öncelikle küçük ve ulaşılabilir seçmeli. Doğal olarak küçük hedeflere daha kolay varılır. Mutluluk büyüdükçe ödeyeceğiniz bedelinde artacağı düşünmeli. Mutluluğun asıl sırrı diğer olumlu duyguları tamamlayabilir olması.

     Kişisel mutluluklarımıza örnek vermek istersek; Diyelim yeni bir eve taşınırken, yeni bir işe başlarken, sosyal statü değiştirmek için çaba gösterirken, her seferinde bunun kendisine ve ailesine mutluluk getireceğini düşünerek yapar insanlar. Oysa çoğunlukla  istekleri gerçekleştiğinde ardından bekledikleri mutluluğun gelmediğini de üzülerek  görürler. Mutluluğu; maddiyatta, iktidarda, kariyerde ya da şan ve şöhrette arayan kişiler, aradıkları mutluluğu çoğunlukla yakalayamazlar. Bunun ana nedeni, mutluluğu yanlış yerde aramaları. Mutluluğu arayan insanın onu önce zihninde oluşturması önemli. Büyük yazar Gabriel Garcia Marquez, “Mutluluğun iyileştiremediğini, hiçbir ilaç iyileştiremez” diyerek mutluluğun önemini vurgulamış. Sizi mutsuz eden olayları tespit edip, öncelikle onları çıkarın yaşamınızdan. Şayet çıkaramıyorsanız bu kez onlarla birlikte yaşamayı öğrenmeniz gerekecek. Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalık, sakındıkça gelir size de bulaşır. Buna karşı mutluluk paylaşıldıkça güzelleşen bir duygu. Mutluluk bazen bir gülümseme, bazen bir kuş sesi, bazen güzel bir resim, bazen güzel bir roman, bazen hoş bir müzik sesi, bazen sevdiğin insanın nefesi. Kısacası mutluluk, insanın yüreğinin köşesi. Mutsuz olan insanlar, sadece kendi mutluluklarının peşine takılanlar. Mutlu olanlar ise, sevdiklerinin mutluluğundan pay alanlar.

     Mutlu olmak için, önce kendi önceliklerinizi ötelemeyin, ön sıralara yerleştirin. Kendinizle barışık olun, geçmişin hata ve kusurlarını silin unutun. İsteklerinizin sorumluluğunu içinizde taşıyın. Her şeyden önce mutsuz ve karamsar insanlardan uzaklaşın, gülün ve gülümseyin. Mutluluk kovaladığınızda yakalayamayacağımız, sessizce oturduğunuzda yanı başınıza konacak bir kelebek olduğunu unutmayın.

     Mutluluğu Nazım Hikmet, şu sözlerle anlatmış. “Mutluluk sabahları sevinçle işe gidip akşam aynı şekilde geri dönmektir.”

bottom of page