top of page
Mykonos - Mikonos

      Uluslararası film yapımcıları Yunan adalarının eşsiz manzaralarını kullanarak birçok başarılı filme imza atmışlardır. Çoğumuzun hafızasına, Antony Quin’in Girit adasında çevirdiği Zorba filminde oynanan sirtakinin müziği kazınmıştır. Bunun dışında Sophia Loren’in Hydra adasında çevirdiği film ile Nicolas Cage ve Penelope Cruz’un Kafalonia’da çevirdikleri Corelli'nin Mandolini filmleri hem başarılı olmuş hem de bu adaların tanıtımına katkıda bulunmuştur. Shirley Valentine isimli film de Mykonos adası için aynı işlevi görmüştür. İngiltere’de yaşayan orta yaşlı bir ev kadını kocasından ve monoton yaşamından sıkılmıştır. Yaz tatilini geçirmek için Mykonos adasına gittiğinde ise taverna işleten bir adama âşık olur.  Bu film Mykonos adasını ve buradaki küçük bir yerleşim yeri olan Agios Ioannis’i tanıtarak yıllarca en çok ziyaret edilen turistik bir bölge haline gelmesine neden olmuştur. Bu kış tesadüfen izlediğim film bende de ilgi uyandırdı ve neden olmasın diyerek yaz geldiğinde düştüm Mikonos yollarına.

   

   Mykonos ya da Türkçe ismiyle Mikonos, Santorini ile birlikte Yunanistan’ın en popüler adalarıdır. Ada bu haklı ününü, çılgın gece hayatı, absürt plaj partileri ve her türlü cinsel tercihe açık bir ortam oluşturarak elde etmiştir. Bu nedenle gelenler azımsanmayacak kadar fazladır. Avrupa sosyetesi adayı mesken tuttuktan sonra da adada her şeyin fiyatı astronomik bir şekilde yükselmiştir. Bu artış başta konaklama fiyatları olmak üzere her alana yansımıştır.

                 Mikonos sokakları                                                                                                               Mikonos evleri

     

     Minimum doğal güzelliklere sahip bu ünlü ada yapay güzelliklerini korumayı becerebildiği ve onları sürekli yenileyebildiği için orijinalliğini ve popülaritesini sürdürebilmektedir. Bana göre diğer Yunan adaları arasında kendini Ege denizi ile en iyi bütünleştiren bir ada olması onun en temel özelliğidir. Buna karşın diğer adalara göre dezavantajlarını da unutmamak gerekir. Pahalılığının yanı sıra rüzgârını, ulaşım sıkıntısını ve ATV-motosiklet terörünü de göz ardı etmemek gerekir.

    

   Mikonos’dan aklında kalanları birkaç cümle ile anlatır mısın? Sorusuna benim cevabım şu olacaktır. İki katlı, beyaz kireç badanalı, lacivert pencere ve balkonlu küçük ama şirin evler. Kayrak taşı döşeli, beyaz boya ile boyanmış daracık ve labirent gibi sokaklar. Eğlencenin, cinsel özgürlüğün ve fantezinin merkezi bir yer olarak tanımlarım bu aykırı adayı. Kalabalıktan sokaklarında adım atmakta zorlanırsınız. Ancak omuz omuza yürüyebilirsiniz o yaz sıcağında. Denize girmek için gittiğiniz plajları da tıka basa insanlarla ve de Afrikalı satıcılarla doludur. Çevrenizde ağaç ve yeşillik görmekte zorlanırsınız çünkü küçük ve çok yoz bir adadır. Buna karşılık adanın beyaz badanalı o dar sokakları güzel renkli begonviller ile kaplıdır. O şirin evlerin balkonlarından renk renk sardunyalar sarkar yollara. Bu güzellikleri yaşadığınızda ise unutursunuz adanın olumsuz yönlerini. Kim bilir günde kaç büyük gemi yanaşır limanına, uçaklar kaç misafir getirir gün boyunca. Dolup dolup boşalır adanın daracık sokakları. Ama genellikle memnun bırakır gelen tüm konuklarını da.

                   Küçük  Venedik                                                                                                  Mikonos'ta gün batımı

    1960 lı yılların başında çok az insanın yaşadığı bir balıkçı köyü olan adaya hippilerin gelmesi ile birlikte adanın kaderi de değişmiştir. Ada halkı konuk sever olduğu için kanıksamıştır bu gelen gençleri. Onların hayat dolu özgür yaşantıları yerli halkın dünya görüşünü de etkiler kısa sürede. Hippilerin adaya gelip konakladığı sahil bugünün ünlü Paradise plajı olmuştur. Öncü hippilerin arkasından bu kez onlara özenen insanlar gelmeye başlar ve adadaki evlerle dükkânlar teker teker otel ve pansiyona dönüşür.

    

     Mikonos’un kalbi şehir merkezinde atar. İki iskelesi vardır, büyük yolcu gemileri de yeni yapılana yanaşır. Şehir merkezinin bulunduğu limana ise eski liman adı verilir. İki liman arasındaki mesafe ise üç kilometredir. Gündüzün sıcağından, gecenin karanlığından ve de motosiklet ile ATV’lerin korkusundan yürünemeyen bir yoldur. Şehir merkezi küçüktür ve öncelikle görülmesi gereken bir yerdir. Eski limanı geçip adanın derinliklerine daldığınızda, bembeyaz ve begonvillerle bezeli evlerin, kireç boyalı, daracık muhteşem sokaklarında kaybolursunuz. Mağazalar, barlar, restoranlar, kafeler ve tavernalardan gelen tatlı nağmeler uyandırır sizi daldığınız masal âleminden. Bu ada da sadelik ve lüksün eşsiz armonisine sizler de şaşıracaksınız. O ünlü markalar ile alelade şeylerin koyun koyna olabileceğine inanmayacaksınız. Merkezden uzaklaşıp sahil yönünde aşağıya doğru ilerlediğinizde açık hava kafe ve restoranlarının sıralandığı küçük Venedik bölgesi gelecek karşınıza. Burası adanın en güzel bölgelerinden birisidir. Biraz daha ilerlediğinizde ise adanın simgesi yel değirmenleri ile karşılaşırsınız. Görüntü size Alaçatı’yı anımsatabilir. Mikonos’ta gün batımı çok önemlidir ve adeta bir şölene dönüşür. Değirmenlerin hemen altında bulunan sahilde sizde bu şöleni yaşayacaksınız. Deniz kenarındaki Kapris ya da Veranda Cafe Barda içkinizi yudumlayarak bu anı ölümsüzleştirebilirsiniz. Günahkârı fazla olan bu ada da 500 yakın kilise ve şapel bulunduğu söylersek belki de inanmazsınız. İçlerinde en ilgi çekeni ise tepede konuşlanmış olan Parapotiani kilisesidir. Beş ayrı kilisenin bir arada toplanması bu kilisenin en önemli özelliğidir.

                   Küçük Venedik'ten bir görünüm                                                                            Mikanos'un değirmenleri

     Adanın bir diğer özelliği ise sayıları onbeşi bulan plajlarıdır. Limana en yakın olanlar Magali Ammos ile Tourlos plajlarıdır. Kalafatis ise ada merkezinin 12 km doğusundadır. Turkuaz suyu ve doğal olarak gölge veren ender ağaçlardan oluşmuş bir plajdır. Su sporlarından hoşlanıyorsanız bu plajda pek çok aktivite seçeneği bulunuyor. Rüzgâr sörfü, jet ski, su kayağı, kano sporu ve çok daha fazlası. Büyüleyici güzellikteki su altı dünyasını merak edenler için bir dalış okulu bulunuyor. Elia ise en uzun sahili olan güzel bir aile plajıdır. Diğerlerine nispeten daha sakindir. Ornos koyundaki, Ornos plajı ise rüzgâra kapalı olduğu için tercih edilir. Sakin, yakın ve ailelere hitap ettiği için benim de tercih nedenim olmuştur. Burada da Kuzina ve Kostantis isimli iki restoran bulunmaktadır. Merkezdekilere nazaran daha da hesaplıdır. Plati Gıalos koyu da merkeze yakın sayılır. Aktivitesi biraz daha da fazladır. Aynı bölgede Psarou koyunda bulunan Nammos Beach ise çok ünlüdür. Avrupa’nın en iyi plaj kulüplerinin arasında yer alır. Nammos, tüm dünyaya yayılmış ünü sayesinde Türkler, Ruslar ve Araplar arasında en gözde plaj kulübüdür. Adım atacak yer kalmayacak şekilde yan yana dizilmiş şezlongları, akşamüzeri yüksek sesli müziği ve ardı ardına açılan şampanyaları ile fazla yapay görünümdedir. Yemeklerinin lezzeti mükemmeldir fiyatları ise diğerlerinin çok üstündedir. Mikonos plajlarının en ünlüsü ve eşcinsellerin buluşma yeri ise Süper Paradise Beach’tir. Bu plajın bir bölümü çıplaklar plajı olarak ta kullanılmaktadır. Hip ve stil sahibi bir gay kulübü olan Jackie O’ Beach Club, Jackie Onassis’in efsanevi zerafetini onurlandırmak üzere bu ismi almıştır. Ünlü Paradise Plajında ise Tropicana oteli ise yüzme havuzu ve plaj restoran-barı bulunmaktadır. Ada da araba kiraladıysanız Panormos Plajına da gidebilirsiniz. Bakir ve sakin bir koy olan Panormos, bohem ve özgün bir kimliğe sahiptir. Bu koyun favori tavernası ise Kalosta Tavernadır. Eğer yer bulamazsanız Taverna Beach Bara da gidebilirsiniz. Aynı şekilde Fokos Plajına gittiğinizde ise geleneksel Yunan tavernası olan Fokos Tavernaya uğrayın. Kendi bahçelerinden gelen sebzeler ile hazırlanmış mezeler, günlük yakalanmış taze deniz mahsulleri, yerel etler ve peynirlerden oluşan harika lezzetleri bu mekânda uygun fiyatlara tadabilirsiniz. Mikonos merkezinden yani fabrika denen yerden her yarım saatte bir kalkan otobüsler ile bütün bu plajlara 2-3 Euro’ya ulaşabilirsiniz. Plajlara giriş ücretsizdir fakat iki şezlong ve bir şemsiye için 15-20 Euro ödemek zorundasınız. Şayet ben havlumu kuma serer yatarım diyorsanız size kimse yatamazsın demiyor. Yiyecek ve içecek fiyatları da makuldür. Burada satıcılar rahatsızlık verebilir. Plaj partileri 17 -18 civarında D.J ile başlar ve giderek artan bir tempo ile günün ilk ışıklarına kadar sürer gider. Bazı plajlara önceden rezervasyon yapmak dahi gerekebilir. Beach partilerine giriş biletlidir. Gündüz kent merkezinde bu biletleri satan genç kızlara rastlayabilirsiniz. Giriş ücreti 20-50 Euro arasında değişmektedir.

                  Ornos plajından bir görüntü                                                                             Plati Gialos pajından bir görüntü                                    

    Merkezdeki ünlü restoranlar için rezervasyon yapmanız gerekir. Buna rağmen geldiğinizde bir süre beklemeyi göze almalısınız. Sea Satin Market hem gün batırmaya hem de deniz ürünlerini denemek için ideal konumdadır. Rüzgârın sert estiği günlerde sadece denizin kayalara vuruşunu izlemek için dahi gidilebilir. Yemek için kalamar ızgarayı denerseniz bana dua bile edebilirsiniz. Mamalouka isimli lokanta, ağaçlar ve de palmiyeler arasındaki sanki saklı bir cennet. Burada da Ahtapot ızgara ile Yunan meze tabağını deneyebilirsiniz. Niko’s, Kalita, Avra, Chez Maria’s ve Kostas Restoranlar da ziyaretçilerini memnun bırakacak mekânlar arasındadır. Daha harcıâlem olsun derseniz merkezde bulunan Restoran Alefkandra'yı tavsiye edebilirim. En Plo, Mikonos Limanı’nın sağında kalan sevimli, samimi ve gün boyu açık bir mekân. Özellikle çeşitli kokteylleri ve kahvaltısıyla ön çıkıyor. Nammos ise adanın en ünlü restoranlarının başında gelir. Psarou Plajı’nda konuşlanmış olan mekânda humus, kızarmış kalamar ve karışık ızgara denemek gerekir. Leto Restoranı ise romantik çiftlere akşam yemeği için öneririz. Leto’da, iskorpit balığı ve dana bonfilenin tadına bakmalısınız. El Greco’da, balığınızı görerek ve kiloyla sipariş verirsiniz. Plati Gıalos koyuna yakınsanız Avli tou Thodori de deniz ürünleri denemelisiniz. Hayatınızın en leziz kalamarını burada yiyebilirsiniz. Kikis Tavern, Pepper Mykonos, Blue Myth Restoran, La Cucina di Daniele’yi de deneyebilirsiniz. Daha önce fiyatların yüksekliğinden bahsetmiştik ama hatırlatmakta yarar var. İki kişilik içkili iyi bir yemek için 150 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekir. Adanın özel lezzetleri ise ahtapot ızgara, kopanisti peyniri ve lokmares dedikleri bir tür lokma tatlısı olduğunu unutmayın.

  Sea Satin Market'te Akdeniz dalgalarının görüntüsü                                             Mamalouka restoranın görkemli palmiyeleri

    Adanın maskotu Petrus isimli bir pelikandır. Aslında Mikonos’un gerçek Petrus'u günü geldiğinde eceliyle ölmüş. Yunanlılar, turizmin hilesini bilen kurnaz insanlar. Turistlerin ilgisini çektiğini bildikleri için dört yeni pelikan kuşu getirip adanın başka bir yerine bırakmışlar. Turistler bir tane sanıyor ama bugün Petrus olarak bilinen ve ada da dolaşan dört pelikan var. Mikonos sokaklarının bu kadar dar ve labirent şeklinde olmasının ise iki nedeni varmış. Bu küçük ada sürekli korsan saldırısına maruz kaldığı için yollar bu şekilde yapılmış. Sokaklar labirent gibi olunca ada halkının saklanması ve korunması daha kolay oluyormuş. İkinci neden ise sert esen ege rüzgârının hızını azaltmakmış. Bu nedenle yanınıza bir hırka veya kazak alıp gitmenizde yarar var. Adada en büyük sıkıntı ulaşımda yaşanmakta. Otobüsler akşamları belli bir saatten sonra çalışmıyor. Gün içinde ise otobüslerin aşırı kalabalık olması ve kalkış saatlerinin belirsiz olması sıkıntı yaratıyor. Binlerce turistin bulunduğu adada mevcut taksi sayısı yetersiz kalıyor ve uzun kuyruklar oluşuyor. Bu nedenle ya araba ya da motor kiralamak gerekir. Buna karşılık trafik tam anlamıyla bir kaos ortamı içinde akıp gidiyor. ATV kiraları ise oldukça yüksek, günlük 40 Eurolara dayanmış durumda.

    

    Bu adaya sadece eğlenmek için gelinir diye bir ön yargıya da kapılmamak gerekiyor. Ada ismini Delos Kralının oğlundan almış. Mitolojiye göre Herkül devlerle savaşmış ve onları öldürdüğünde fırlatıp denize atmış. Fırlattığı yerlerde ise bu kayalar oluşmuş ve ada ortaya çıkmış. Bunun yanı sıra Apollo ve Artemis’in de bu ada da doğduğu rivayet ediliyor. Tarihe merakı olanlar Mikonos merkezden kalkan teknelerle tarihi Delos adasına yapılan turlara katılabilir. Burada bulunan arkeolojik alanları gezip Miken uygarlığının izlerini sürebilir. Mikonos Arkeoloji müzesinde de Helenistik dönemden kalma eserler sergileniyor. Otantik ve sakin yerleri seviyorsanız, adanın merkezine 7,5 kilometre uzaklıkta bulunan, Mikonos Belediyesi sınırları içerisindeki Ano Mera köyüne gidebilirsiniz. Bu antik Yunan köyü bembeyaz badanalı evleriyle geleneksel bir Ege Kasabası görünümündedir. Kendisi küçük olsa da adaya göre büyük sayılan Tourliani Manastırını da burada görebilirsiniz.

                     Tourliani Manastırından bir görünüm                                                 Mikonos geceleri

     Mikonos pahalı bir destinasyon, konaklamak ise daha da pahalı. Buraya gelmek isteyenler ya plajlara yakın ya da şehir merkezinde bir otel seçmeleri uygun olur. Merkezde konaklamaya karar verirseniz, Semeli, gürültüden uzak, rahat ve geniş odaları ile tercih edilebilir. Mikonos'taki eski limanın yanında yer alan Harmony butik otel, alışveriş ve gece hayatı bölgesinin kalbinde ideal bir konuma sahiptir. Şık konaklama birimleri ve muhteşem deniz manzarası sunmaktadır. Golden Star ise merkeze 3-4 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde ve denize çok yakın. Ilio Maris ise başka bir alternatif. Yüzme havuzunun olması ve Ege Denizi üzerinden harika gün batımı manzarasının bulunması tercih nedeni olabilir. Fresh Boutique Hotel ise tam merkezde, gece hayatının içinde yer alıyor. Eğlence odaklı bir konaklama için idealdir. Mykonos Bay, hem plaj hem de merkeze yakın olmak isteyenler için ideal. Odaların bazıları çok küçük olabilir, rezervasyon sırasında tercihinizi belirtiniz. Vrıssı bölgesinde bulunan Madoupa Butik Otel ise merkeze 10 dakikalık yürüme mesafesinde havuzlu bir otel. Banyo odanın içinde camlı bir bölüm. Merkezden uzaklaşmak isteyenler ve sakinliği sevenler için Elia plajında bulunan Arte & Mare Suites ise aradığınız konaklama yeri olabilir. Muhteşem manzaralı odaları, deniz manzaralı restoranı, özel plajı, uygun fiyatı ile tatilinizi keyifli hale sokabilir. Aynı bölgedeki Greco Philia Luxury Suits & Villası da tavsiye edebiliriz. Ornos koyunda bulunan Mykonos Ammos ise hem merkeze yakın hem de ekonomik olduğu için önerilir. Otelde aldığınız birinci sınıf hizmetle kendinizi ünlüler gibi hissedebilirsiniz. Petinos Beach, Mikonos'un Platis Gialos plajında bulunuyor. Bu otelde de kendinizi çok özel hissedeceksiniz. Aynı bölgede biraz geride bulunan Esperides oteli ise daha da ekonomik. Geleneksel Mikonos tarzında inşa edilmiş bu otel apart daireler şeklinde. Paradise plajına kısa bir yürüme mesafesinde bulunan Paradise View Hotel ise kısıtlı bütçe ile seyahate çıkanlar için ideal bir seçim olabilir.

    

     Mikonos’a en hızlı ulaşım havayolu ile mümkün. İstanbul’dan Atlas Global ve Bora Jet ile adaya direkt ulaşabilirsiniz. Bunun dışında diğer adalardan feribot seferleri ile veya gemi seferleri ile de ulaşmanız mümkün.

   

     Mikonos, beğenenleri ve beğenmeyenleri ile turistleri ağırlamaya devam ediyor. Benim tavsiyem fazla yaşlanmadan gidip görülmesi gereken bir yer. Ayrıca görmedim diye üzülmenize de gerek yok. Bu adayı fazla abartlmış bir Yunan efsanesi olarak da düşünebilirsiniz.

bottom of page