top of page
Kaz Dağları
  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
  • YouTube Social  Icon
  • Pinterest Social Icon
  • Instagram Social Icon

 

    İda adını ilk kez Homeros’un İlyada’sında okumuştum. Efsaneye göre Tanrı Zeus bu dağın zirvesinde otururmuş. Tanrılar yüksekleri sever. Hatta Troya savaşını da bu dağın tepesinden yönetmiş. Dünyanın ilk güzellik yarışması da burada yapılmış. Aşk tanrıçası Afrodit rakiplerini geçerek kraliçe olmuş.  Balıkesir’in Edremit ilçesinde yer alan kaz dağlarının iki zirvesi bulunmaktadır. Sarıkız tepesi ve Babatepe ( Kartal tepe ) 1.800 mt yükseklikleri ile birlikte dağın zirvesini oluşturur. Yüksek miktarda oksijenli temiz havası, muhteşem körfez ve deniz manzarası, doğal güzelliği, ekolojik zenginliği,efsaneleri ile, kültürel geçmişi ile ve tarihi zenginliği ile öncelikle görmenizi tavsiye ederim. Endemik bitki örtüsünün yanı sıra sadece burada yetişen  Kazdağı köknarını tanımak için dahi buraya gelmeye değdiğini göreceksiniz.

    

     Özel aracınızla İstanbul’dan 460, İzmir’den 210, Ankara’dan 630 kilometre mesafede bulunan Edremit’e vardıktan sonra 15-50 kilometre daha yol kat ederek konaklama yapacağınız bu dağ köylerine ulaşabilirsiniz. İDO’nun Bandırma feribotuyla İstanbul’dan Bandırma’ya geçip Balıkesir-Edremit-Akçay karayolunu izleyip yol üzerindeki Zeytinli sapağından girerek daha da çabuk ulaşabilirsiniz. Çanakkale yolundan giderseniz önce Troya harabelerini gezmenizi tavsiye ederim. Her mevsim gidebileceğiniz bir yer olan kaz dağlarını ve köylerini gezerken adını koyamadığım ve tanımlayamadığım bir hisle birlikte dolaşacaksınız. Ayrıca bu gezinizde anlatılamayan ancak tadınca anlaşılacak muhteşem lezzetler ile tanışacaksınız. Huzur dolu bir tatil yapmak için birkaç seçeneğiniz var. Önce konaklamak istediğiniz köyü seçin. Sonra bütçenize ve beklentilerinize uygun olan konaklama tesislerinden birinde karar kılın. Gezeceğiniz köyleri ve bu köylerdeki tesisleri kısaca tanıtmaya çalışalım.

 

 

1.  Yeşilyurt köyü

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

     Yediyüzyıllık bir mazisi bulunan tarihi bir köydür. Eski dönemlerde nüfusu Yörük Türkmenler ile Rumlardan müşterek oluşurken 1924 mübadelesi sonunda Yunanistan’a göçen Rum ahalinin yerini Girit ve Midilli’den ülkemize gelen adalı Türk’ler doldurmuştur. Köyün alt mahallelerinde dolaştığınızda eski kilisenin temel taşlarının bir kısmını hala görebilirsiniz. Eski adı Büyük Çetmi olan köy Kaz dağlarının en batısında olup dağın eteğine kurulmuştur. Şimdilerde 90 hane yaşamakta olan köyün nüfusu 200 kişi civarındadır. Son yıllarda büyük şehirlerin karmaşık ortamından bunalan bir çok kişi stressiz ve sakin bir yaşam tarzını seçerek eski köy evlerini satın alıp dış görünüşü bozmadan restore etmiş ve köyde yaşamaya başlamıştır. Bu nedenle yenilenen taş yapılı eski evlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Köyde gezilecek tarihi mekan ise köyden yukarı doğru 3 km lik  patika bir yol ile çıkılan Zeus Altarıdır. Günümüze sadece bir kaya parçası kalmasına rağmen çıktığınızda göreceğiniz eşsiz bir manzara sizlere yorgunluğunuzu unutturacaktır. Bu yoldan biraz daha yürüdüğünüzde Adatepe köyüne de ulaşabilirsiniz. Bölgenin en fazla konaklama imkanı olan köyüdür. Köy bölgenin en lüks butik otellerine ev sahipliği yaptığı için fiyatları da diğer köylere nazaran biraz yüksektir. Konaklama fiyatı sorun olursa Küçükkuyu’daki Akarsu Hotel ve Ergene Motel’den istifade ederek gezinizi daha uygun fiyata yapabilirsiniz. Buraya kadar gelip testi peyniri tatmadan sakın dönmeyin. Köydeki başlıca konaklama yerleri ise şöyledir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

A- Manici Kasrı: Zeytin, badem ve incir ağaçları arasında doğa ile iç içe bulunan bu tesis eski bir zeytinyağı fabrikasının taşları, ahşap kolon ve kirişleri kullanılarak yapılmış otantik ve güzel bir tesisdir. Görenler tarihi bir eserin restore edilmiş hali sanırlar. Misafirlerine 24 saat hizmet vermektedir.  3 suit,7 standart olmak üzere her biri farklı tarzda dekore edilmiş 10 adet birbirinden güzel odası mevcuttur. Tesisin Standart odalarının Yarım Pansiyon fiyatı iki kişi için 300.TL.sıdır. Tel: 0286 752 17 31

 

 

B- Çetmihan:  Çam ormanlarının arasında eşsiz bir körfez manzarası bulunan tesis köyün ilk konaklama yeri olma özelliğini taşımaktadır.  Mekanı sürekli yenilemeyi bilen mülk sahibi yöneticileri misafirlerine eskiyi en iyi şekilde yaşatma becerisini sunmaktadır. Bu butik otelin 17 güzel odası mevcuttur. Kendinize bir ödül vermek için buraya geldiğinizde gelmek için neden bu kadar sene geç kaldığınıza pişman olacaksınız. Ayrıca tesisin yan kuruluşu olan Çetmi Olive butik zeytinyağı üreticisidir. Sızma zeytinyağı, kırma, çizik, sele, salamura, diyet yeşil ve siyah zeytin çeşitleri, saf zeytinyağı sabunları, özel reçeller ve kaz dağlarına has ot ve baharat çeşitlerini de bu tesiste bulabilirsiniz. Son senelerde bu tesisin eski sevimli ruhunu kaybettiğine dair aldığımız olumsuz duyumlar nedeniyle yine de buraya gelmeden önce bir inceleme yapmanız için sizleri uyarırım.  Tesiste yarım pansiyon konaklama fiyatları iki kişi için 300.TL.sıdır. Tel: 0286 752 61 69

 

 

C- Erguvanlı Ev : 7 oda 1 müstakil ev olmak üzere 18 yataklı butik bir oteldir. Köyün alt kısmındaki küçük bir vadinin yamacına kurulmuştur. Çevresi çam ağaçları ile kapanmış tesisin bahçesinde ise erguvan ağaçları bulunmaktadır. Otelin ön odalarının deniz manzarası çok güzel olup tesiste yoga kursu alma ve Shiatsu masajı yaptırma imkanı da mevcuttur. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir ortamda Güler hanım ve tüm ekibi misafirlerini mutlu edebilmek için ellerinden gelenin fazlasını verdiklerini göreceksiniz. Burada geçireceğiniz tatilin üzerinizde hoş bir iz bırakacağından emin olabilirsiniz. Yarım Pansiyon fiyatları iki kişi 230.TL.sıdır. Hafta sonu gecelemeleri için iki gecelik rezervasyon kabul edilir. Tel: 0286 752 56 76

 

 

D-  Öngen Country:

Köyün en yüksek yerinde, çam ve zeytin ağaçlarının arasında konuşlanmıştır. 18 standart oda, 6 suit oda ve 6 villadan oluşan kompleks, muhteşem manzarasının yanı sıra köyün en büyük tesisi olma özelliğini de taşımaktadır. Çevreye uyumlu bir yapısı bulunmaktadır. Bu nedenle Doğa ile konforun mükemmel senfonisi diye belirttikleri ambiyans otel sahiplerinin en iddialı oldukları konudur. Ayrıca gelen misafirlerin tesisten memnun ayrılmaları da en önem verdikleri konudur. Standart odalarda Yarım Pansiyon konaklama fiyatları iki kişi için 270.TL.sıdır. Tel: 0286 752 24 34

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

E-  Kısık Konağı:  Büyük şehrin karmaşasından kaçmayı düşünen Mimar ve Şehir plancısı Yalçın  Ünal burada geçirdiği kısa bir tatilin ardından köyde bir   arsa almış bu güzel tesisi inşa ederek bu köye yerleşmiş. 10 standart oda ve 1 villadan oluşan tesisi eşi ile birlikte işletiyor. Yarattığı bu güzel mekanda yeni bir yaşam felsefesi oluşturarak bunu misafirleri ile paylaşmak onun yaşam hedefi haline gelmiş. Bu tesisin tüm odaları merkezi  ısıtma  ile ısıtılsalar dahi her odasında ayrıca şömine ve klima da bulunuyor. Odalarda çay kahve, özel yapılmış bitki çayları hazırlayabileceğiniz sıcak içecek köşesi de düşünülmüş. Bu tesisin en büyük özelliği kendinizi rahat hissetmeniz. Sevgi Hanım ve Yalçın Bey misafirlerine bu hissi çok iyi bir şekilde yansıtıyorlar. Yaptıkları her şey size özel olduğunuz hissini yaşatıyor. Tesise bir kez gelen bu nedenle müdavimi oluyor. Standart odalarda Yarım Pansiyon konaklama fiyatı iki kişi için 220.TL.sıdır. Hafta sonu gecelemeleri için en az iki gecelik rezervasyon kabul ediliyor. Tel: 0286 752 56 75  

    Yeşilyurt köyü buradaki köylerin içinde en fazla konaklama imkanı bulunan bir köydür. Yukarıdaki alternatiflerin dışında  Tayfun Talipoğlu ve cici eşinin işlettiği Bamteli Yol Konağı - Taş Teras Evler ile Şahmeran konak gibi 2-3 odalı butik tesisler ve Yeşilyurt evleri gibi 2-3 odalı müstakil villalar da bulunmaktadır.

2. Adatepe Köyü:

 

    İda Dağının batı yamaçlarında, Edremit Körfezinin kuzey ucunda bulunmaktadır. Konumu Yeşilyurt köyünün tam karşısına düşmektedir. İlyada destanında "Gargaros" olarak adı geçen bölgededir. Çevrede betonlaşmanın başlaması nedeniyle köy 1989 yılında SIT alanı ilan edilmiştir. Antik çağdan kalan Zeus Atları köyün denize bakan tepesinde bulunmaktadır. Köyde bulunan tarihi eserler Çanakkale Müzesi tarafından koruma altına alınmıştır. Köy camii Selçuklu yapımıdır. Köyün Türk yerleşiminin ilk olarak Selçuklu döneminde Orta Anadolu’dan gelenlerle başlamıştır. 19.yüzyıl içinde Midilli Adasından hizmetli olarak getirilen Rumların , zamanla yerleşmesi sonucu Rum nüfus arttığı ve Türklerle Rumların beraber yaşadığı köyün yaşlılarınca söylenmektedir.

 

      Evler, mimari özelliklerden dolayı görsel olarak Türk ve Rum Tipi olarak ayrılabilmektedir. Kurtuluş Savaşından sonra yapılan "Mübadele" sonucu Rumlar Yunanistan'a gitmiş, boşalan yerlere de Midilli ve Girit'ten gelen Türkler yerleştirilmiştir. 1950 senesinden sonra parti kavgası nedeniyle köyde tekrar göç başlamış ve köyün yarı nüfusu köyü terk etmiştir. Sahil kesimlerinde yerleşimlerin artması, ticaretin sahile kaymasına neden olmuş ve köydeki geçim kaynaklarının azalması ile geri kalan nüfus da sahile ve büyük yerleşim yerlerine gitmiştir. 1960 lı yıllardan sonra köyde çok az nüfus kalması sonucu mevcut evler bakımsızlıktan yıkılmaya başlamış, kalan yerler de genellikle ağıl ve ahır olarak kullanılmıştır. Bölgenin yeniden popüler olması ile birlikte her geçen gün köy eski parlak günlerine dönmeye başlamıştır. Şimdilerde köye ilk girişte Mezarlığın yanından geçerek girdiğinizde köyde kimse yaşamıyor sanısına kapılırsınız.   

 

      Bu kadar güzel bir köyde neden kimse yaşamasın diye düşündüğünüz anda sağda bir pansiyon, solda bir kafe, az yukarıda Hüseyin Meral Zeytinyağı ve Sanatevi’ni görünce haksız olmadığınızı anlarsınız. Köyün eski taş evlerini incelemek, efsunlu havasını solumak,  uzaklarda kalan Ayvalık ve Midilli’yi seyretmek, Adatepe Zeytinyağı Müzesi’ni gezmek yapacağınız etkinliklerden bazıları olacaktır. Yemyeşil doğası, bol oksijenli havası, lezzetli otları, güler yüzlü insanları, şık konaklama mekanları ve lezzetli yemekleri ile köyün sizi kısa sürede kendisine bağladığını hayretle fark edecek, bölgeyi geç keşfettiğinize pişmanlık duyacaksınız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

A- Adatepe Pansiyonları: 1993 yılında köyü gezmeye gelen müteşebbis insanlar buranın büyüsüne kapılarak  köye yerleşip, hizmet gayretine düşmüşler. Önce terk edilmiş ilkokul binasını restore ederek seminer binası haline getirmişler sonra da eski sabun fabrikasını zeytinyağı müzesi yapmışlar. Bu şirin tesis köy meydanında, asırlık çınar ağacının gölgelediği güzel bir bahçe içerisinde yer almaktadır. İki binadan oluşan Adatepe Pansiyonları'nın birbirinden farklı özelliklere sahip 9 misafir odası mevcuttur. Binaların tarihleri 100 ila 150 yıl arasında değişmektedir. Yapının tarihi dokusunu bozmadan, odalarda sadelik ön plana çıkarılarak kullanılır olmaya özen gösterilmiştir. Oda kahvaltı konseptinde hizmet veren tesiste iki kişi 150.TL’sına konaklayabilirsiniz. Tel: 0286 752 68 03

 

B- Hünnap Han : Hünnap Han üç farklı konsepte misafirlerine hizmet vermektedir. 1.Hünnap Han Konağı 18. yüzyılda .yapılan 260 yıllık bir Osmanlı Konağıdır. 1994 yılında harabe halinde olan konak 3 yıl süren detaylı bir restorasyondan sonra 1997 yılında Turizm Bakanlığı özel tesis belgeli olarak hizmete açılmıştır. Hünnap Han adını konağın avlusunda bulunan 180 yaşında ki Hünnap ağacından almaktadır. Konakta 9 standart oda ve bir süit bulunmaktadır. Taş ve ahşabın hakim olduğu odalarda konukların rahatını sağlamak için her türlü konfor mevcuttur. 2.Hünnap Han Palmiye eski Hükümet konağının restore edilmesi ile hizmete açılmıştır. 8 odası bulunmaktadır. Adını bahçesindeki 120 yıllık palmiye ağacından almıştır. 3.Hünnap Han Taş Ev köyün üst kısımlarındaki taş evlerden biri restore edilerek müstakil bir ev olarak turizme kazandırılmıştır. Yarım Pansiyon konseptinde çalışan tesiste standart odalarda iki kişi ücret 250.TLsıdır. Tel: 0286 752 65 81

Köyde bu iki tesisin dışında alternatif konaklama imkanı sunan 4 odalı Zeushan isimli cici bir tesis daha vardır. Bu tesislerin dışında bir iki odalı küçük birkaç şirin pansiyon da bulabilirsiniz

 

 

3. Altınoluk köyü:

 

    Yıldızı yeni yeni parlamaya başlayan bir köydür. Bir yüzü Kaz dağlarına bir yüzü Edremit körfezine bakan eski adıyla Papazlık yeni adıyla Altınoluk köyü son yıllarda metropollerden bıkan ve alternatif yaşam arayışı içindeki insanların istilasına uğramaktadır. Altınoluk köyü Altınoluk ilçesinin merkezine sadece 2 kilometre mesafede bulunmaktadır. Eski köy yaşantısı bir yandan devam ederken bir yandan da gelen misafirlere her türlü lüksü sunabilecek mekanlar mevcuttur. Şimdilerde eski Rum konaklarının yeniden restore edilerek turizme kazandırılması projeleri hız kazanmıştır. Bunların öncüsü kısa bir süre önce butik otel olarak hizmete açılan Çeşmeli Konaktır. Altınoluk Belediyesi de bundan esinlenip köyü turizme kazandırmak için köydeki diğer Rum evleri ve konaklarının restore ettirilmesi için çalışmalara başlamıştır. Arnavut Kaldırımlı sokakları, taş evleri, haremlik selamlık konaklarıyla hakikaten görülmeye değer bir köyümüzdür.

 

A- Çeşmeli Konak : Birkaç yıldır ekoloji fuarları düzenleyen ve ekolojik tarıma büyük ilgi duyan içmimar Tufan Atalayman tarafından satın alınan 150 yıllık tarihi bir konak restore edilerek turizmin hizmetine sunulmuştur. Konakta yediğiniz her şey doğal ya da ekolojiktir. Konağın iç dekorasyonu da konsepte uygun olarak döşenmiştir. Altınoluk Köyü'nün bir başka özelliği de içme suyunun Kazdağları'ndan gelen kaynak suyu olmasıdır. Çeşmeli Konak'a adını veren çeşmeden de bu kaynak suyu akmaktadır. Birbirinden güzel dekore edilmiş 9 odası bulunan bu tesiste iki kişi O.K 180.TL’sına geceleyebilirsiniz.Tel :0266 396 68 40

 

B- Papazlık Han: Altınoluk köyünün zirvesinde inşa edilen bu butik otelin 18 standart, 3 suit odası mevcuttur. Odalarının hepsinden nefes kesici Ayvalık ve Midilli adalarının  manzarası görülmektedir. Ortaçağın mistik havasını taşıyan  butik otelin otantik dekorasyonu, ilginç detayları ve beyaz ışığın bulunmadığı loş görünümü ile misafirlerini memnun bırakacak şekilde dizayn edilmiştir. Tel: 0266 396 75 10

 

4. Tahtakuşlar köyü :

 

    Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un Fethi için kullanacağı gemileri inşa etmekte kullanacağı keresteleri biçtirmek üzere Adana’nın Toros dağlarında yaşayan bir grup Türkmen’i kaz dağlarına getirtmiş. Denizlerde saçtan yapılmış buharlı gemilerin dolaşmaya başlaması üzerine, ahşap tekneler gözden düşmüş ve kereste ihtiyacı da giderek azaltmış. Bu durum buradaki göçer Türkmen’leri zor durumda bırakmış. Bir kısmı buraya yerleşmeye karar verir. Tahtalı kuşlarının bol olarak bulunduğu çamlık bayırını iskan yeri olarak seçerler ve 50 dönüm arazi satın alırlar. Rum ustalara evlerini yaptırıp köylerini kurarlar.. Zamanla köye yeni yerleşenler olur ve köy zaman içinde büyür. Bu arada 1880 lü yıllardan itibaren Kavlaklarköyünün manastır çayı tarafına yeni gelen Türkmenler yerleşir ve yeni bir mahalle oluşur. Kavlaklarda Rumlar çoğunlukta olup eskiden beri Sünni Türklerle birlikte yaşarlar.

 

     Yeni yerleşen Türkmenlerin mahallelerine de Avcılarkuşlar adı verirlir. Köy kurulduktan sonra bir Osmanlı paşasının yolu köye düşer. O gün köyde hayır yemeği verilmektedir. Paşa adamlarıyla birlikte hayır yemeğine katılır. Yemek servisini genç ve gürbüz delikanlılar yapmaktadır. Bu durum paşanın dikkatini çeker, ve gençlerin askere gidip gitmediklerini sorar. Yaşlılar kendilerinin askere alınmadıklarını söylerler. Paşa konuyla ilgileneceğini söyler. Daha sonra Edremit askerlik şubesi yetkilileri gelir ve yaşı tutan gençleri askere almaya başlarlar. Buralarda yaşayan Rumlar 1923 Lozan antlaşması gereği Yunanistan'a gitmişler. Rumlardan boşalan yere ise adalardan göç eden Türk nüfus yerleştirilmiştir. 1991 yılında emekli öğretmen Alibey Kudar'ın önderliğinde Etnografya Müzesi kurulmuştur. Müze UNESCO'dan da ödül almıştır. Müzede Yörük Türk boylarının ağaç işçiliği, geleneksel kıyafetleri, yaşadıkları çadırlar gibi yaşam biçimlerini yansıtan çalışmalarının yanı sıra çeşitli el sanatı ürünlerinin de satışı yapılmaktadır. Müzenin bir bölümünü ise kitaplık ve deniz ürünleri koleksiyonu oluşturmaktadır. 105 yaşında Marmara Denizi'nde ağa takılmış bir Caretta Caretta da sergilenen bu deniz ürünlerinin arasında yerini almıştır.
 

5. Çamlıbel Köyü: 

 

     Güre kavşağından dağ tarafına saparsanız bir müddet sonra yol ikiye ayrılıyor. Birisi  Tahtakuşlar köyüne diğeri Çamlıbel köyüne gidiyor. Köyün ana yola 2 km mesafesi var. Çamlıbel düzgün, tertemiz sokakları, meydanı, ıhlamur ve çınar ağaçları ile yozlaşmamış 500 kişinin yaşadığı şirin bir Ege köyüdür. Yörük ve Türkmenlerin yıllardır sürdükleri "Çamlıbel Dede-Sarıkız Hayırı" bu köyün özel şenliği. Her yıl Ağustos ayının son haftasında Dianisos bağ bozumu şenliklerinin devamı olarak düzenlenen bu şenliklerde  köy meydanında 40 kazan yemek kaynatılıyor. Yaklaşık 4 bin kişi ağırlanıyor. Tuncel Kurtiz son yıllarda bu Sarıkız Hayırı Günleri'ni çeşitli sanat etkinliklerini de ekleyerek adeta bir şenliğe dönüştürmüş. Köyde yaşayan insanların kendi kısıtlı imkanları ile düzenledikleri bu şenlikler sırasında resim, heykel, tiyatro ve müzik gösterilerine de her geçen yıl daha da fazla yer verilmektedir.

 

A- İda Çiftlik evi: Çamlıbel ile Tahtakuşlar köyleri arasında bulunan 52 dönümlük arazi üzerine kurulmuş 6 odalı bir tesisdir. 15 yıl önce buraya tatil yapmaya gelen aile köyün büyüsüne kapılarak sonunda köye yerleşmiş ve çiftlik evini kurarak misafirlerini ev ortamında ağırlamaya başlamıştır. Mütevazıı bir aile işletmesi olan çiftlik evinde fiyatlarda oldukça mütevazıı. iki kişi Y.P. konaklama bedeli 160. TL’sıdır,  Tel: 0266 387 34 02.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

B – Zeytinbağı : Sanatçı Tuncer Kurtiz’in işlettiği tesis 8 taş odalı butik küçük bir otel. Köklü bir geçmişe sahip Çamlıbel Köyü'nde, taşla ahşap, doğallıkla konfor güzel bir uyumla birleştirilmiş olup misafirlerine gerçek köy yaşantısı sunuluyor. Tesisin, bahçesindeki sebzelerden leziz yemekler, besledikleri keçilerin sütünden nefis peynirler yaparak konuklarına sunuyor. Zeytinbağı, Ege mutfağında iddialı. Ege’nin sebzelerini, Kaz Dağlarının yaban otlarını ve bahçelerinde yetişen yeşillikleri kullanarak yepyeni tatlar yaratıyor.  Ayrıca meraklıları için yemek kursları, doğa gezileri ve botanik turlar düzenliyor. Güler yüzlü servis eşliğindeki yemekler damak zevkiniz, bilgi ve ince zevkle hazırlanmış bahçesi de dinlenmeniz için hoş bir alternatif sunuyor. Tuncer beyin eşi Menend hanımım yaptığı sabunlar ise hakikaten çok güzel. Tesiste iki kişi O.K. konaklama bedeli 230. TL’sı, Y.P. konaklama bedeli ise 290 TL’sıdır. Tel: 0266 387 37 61

 

6- Fener Mevkii:

     Manastır Mola Han: Manastır Mola Otel, Altınoluk ve Akçay’a 8 er Km uzaklıktadır. Yani ikisinin arasında Fener mevkiinde bulunmaktadır. Asfalttan dağ tarafına sapıldığında yaklaşık 350 metre içeride bulunmaktadır. Manastır Mola Otel geçmişte han olarak kullanılan ve adını yan tarafında akan Manastır çayından alan 10 odalı butik bir oteldir. Aslına uygun restore edilerek hizmete açılan otel misafirlerine ayrıcalıklı bir hizmet olanağını sunuyor. Asırlık çınar ağaçlarının güzelliğini, tatlı tatlı esen hafif rüzgarını, bahçe dizaynını, güzel  kuşların müzik şovlarını, sevimli sincapların hoş oyunlarını seyrederken streslerinizden  kurtulacaksınız. Yalnız otelde alkollü içki bulamazsınız. Yarım Pansiyon konaklama iki kişi için 140.TL sıdır.

 

7- Adatepebaşı Köyü :

   Bağbozumu şenlikleri gibi yavaş yavaş Zeytin hasadı turizmi de yaygınlaşıyor. Bu geziler, aynı zamanda Türkiye’de ekolojik turizmin de ilk adımları oluyor. Çünkü gönüllü ve misafirlere kapılarını açan çiftlikler, Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Buğday’ın TaTuTa projesine katılanlar. Zeytine en büyük ilgiyi emekli olup kendi bahçelerinde kendi yiyeceklerini üretmek isteyen orta yaş kesimi gösteriyor. Bu proje, Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Buğday’ın ekolojik tarımla uğraşan çiftçilere destek olmak amacıyla hayata geçirdiği bir proje. Bu projeye katılan pek çok çiftlik bulunuyor. İşte bu çiftliklerden bazılarına gidip zeytin hasadına katılmak mümkün. Adatepebaşı, genel geçim kaynağı zeytincilik ve zeytinyağı olan, yaklaşık 300 nüfuslu eski bir Rum köyü. Son on yılda kentli entelektüel kesim tarafından da büyük ilgi gören köyün taş evleri, pek çok şair, yazar ve tiyatrocu tarafından restore ettirilmiş.

 

    Yılın belirli bir bölümünü burada geçiren sanatçılar kendi bahçelerinde zeytin yetiştiriyor. Adatepebaşı Köyü civarında Buğday Derneği’ne üye Dedetepe Çiftliği ve Hasan Çınar’ın evi var. Dedetepe Çiftliği’nde kalan gönüllü ve misafirler kasım-aralık ayları boyunca zeytin hasadına yardım ediyor. Çiftliğin sahibi Erkan Bey ve eşi Tamahine burada tümüyle doğal bir hayat sürdürüyor. TaTuTa projesi için araziye kurdukları ‘tipi’ adı verilen 15 metrekarelik Kızılderili çadırlarında on kişi konaklayabiliyor.

 

    Çiftlikte sadece vejetaryen yemekler pişiriliyor, odun ateşinde pişen yemek ateşin etrafında yeniyor. Minimum çöpün hedeflendiği çiftlikte tuvalet kağıdı ve benzeri temizlik gereçleri kullanılmıyor. Çamaşırlar küllü su ile yıkanıyor. Çiftlikte girişteki 2 odalı konteynerin dışında elektrik yok. Konteynerin elektrik ihtiyacı güneş panelleri ve rüzgar gülü ile karşılanıyor. Çınar ailesi misafirlerine alternatif konaklama imkanı sunarak buranın alt katında ağırlıyor.

Otel Fiyatları 2013 ilk bahar fiyatlarıdır, gitmeden güncelleyin. Ayrıca adı geçen ve hakka kavuşan Tuncer Kurtiz ve Tayfun Talipoğlu'nu da rahmetle anıyoruz.
   

     Kaz dağlarına geldiğinizde köylerin dışında gezilip görülecek en önemli mekan doğal olarak Milli Park’tır.  Yerel rehber eşliğinde yapılan bu geziyi yapmadan sakın geri dönmeyin.
 

 

Yaşamaya Dair

......
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak, yani ağır bastığından.
......

Nazım Hikmet

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

bottom of page